kuvvet ~ قوت
Redhouse Sözlüğü - kuvvet ~ قوت maddesi. Sayfa: 1480 - Sira: 8
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kuvvet - قوت ingilizce anlamı, قوت - kuvvet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قوت - kuvvet kelimesi nasıl geçiyor. kuvvet osmanlıca nasıl yazılır. kuvvet nedir, kuvvet ne demek arapca yazılışı.
قوت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قوت. قوت attoman turkish I mean, قوت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قوت, Ottoman Turkish English Dictionary
قوت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قوت تعني باللغة الإنجليزية. قوت ماذا يعني في اللغة العثمانية. قوت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قوت
قوت چه کلمات انگلیسی چیست؟ قوت به معنای انگلیسی. قوت چه در زبان عثمانی بود. قوت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قوت
kuvvet ~ قوت güncel sözlüklerde anlamı:
KUVVET ::: Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb. (Kuvvet, te'sir ettiği cisimlerin hâricindedir.)
"); kut ::: ("ku" uzun okunur, a. i. c. : akvât) : 1) yaşamak için yenilen şey 2) yiyecek.
kul-i lâ-yemût ::: ("ku" uzun okunur) : ancak ölmeyecek kadar alınan gıda. (bkz. : tûşe).
kut-i mesîh ::: ("ku" uzun okunur) : hurma.
kut-i rûh ::: ("ku" uzun okunur) : can için olan gıda.
kut-i uşşak ::: ("ku" uzun okunur) : "âşıkların gıdası" : öpüş, öpme.
kuvvet ::: (a. i. c. : kuva [y]) : 1) güc, kudret, tâkât; sıhhat, sağlamlık, 2) bir hükümetin askerî gücü.
kuvvet-i devlet ::: devletin kuvveti.
kuvvet-i kalb ::: itimâdı, güvenmeyi arttırma.
kuvvet-i karabet ::: huk. karabette kuvvet. Meselâ : [ana-baba bir kardeşin karabeti baba bir kardeşten kuvvetlidir : çünkü, anababa bir kardeş iki karabet ve d geri bir karabet sahibidir]
kuvvet-üz-zahr ::: (arka kuvveti) : 1) yedek kuvvet, arka kuvveti; 2) dayanılacak olan kimse, şey veya hal. 3) mat. 2x2x2 gibi çarpanları müsâvî olan bir çarpmada bunların miktarını gösteren raka : 2x2x2 = 23 muadele (denklem) sinde 3 sayısı, 2 nin kuvvetini gösterir. [Arapça, Farsça yapılan terkiplerde kelime : kuvve şeklinde kullanılır] , (bkz. : kuvve).
kuvvî ::: (a. s.) : fels. fr. virtuel.
kuvviyyet ::: (a. i.) : fels. fr. virtualiK.
kuvvet ::: güç.
Kuvvet :::
- Fiziksel güç, takat
Örnek: Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok. Y. Z. Ortaç - Güç
- Şiddet, zor, cebir.
- Yetke, erk, nüfuz.
- Dayanıklı olma durumu, tahammül, mukavemet.
- Bir ülkenin savaşçı silahlı kuruluşları veya gücü
- Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik.
- Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir.
- Bir cismin durgunluk ya da devinim durumunu değiştirebilen yönleçsel nitelikli etki. anlamdaş gürelik.
- Bir cismin durma ya da devinim durumunu değiştiren dış etken. (SI birimi newton'dur).
kût ::: gıda , azık , yiyecek
kuvvet ::: güç
kût ::: azık
kût ::: yiyecek
kuvvet ::: güç
kuvvet ::: askerî güç
kut ::: (
kuvvet ::: bilek, cebir, fer, güç, hâl, ker, mecal, nüfuz, şiddet, takat, zor
KUVVET :::