Çağdaş Sözlük

kat ~ قطع

Redhouse Sözlüğü - kat ~ قطع maddesi. Sayfa: 1461 - Sira: 26

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kat - قطع ingilizce anlamı, قطع - kat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قطع - kat kelimesi nasıl geçiyor. kat osmanlıca nasıl yazılır. kat nedir, kat ne demek arapca yazılışı.

قطع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قطع. قطع attoman turkish I mean, قطع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قطع, Ottoman Turkish English Dictionary

قطع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قطع تعني باللغة الإنجليزية. قطع ماذا يعني في اللغة العثمانية. قطع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قطع

قطع چه کلمات انگلیسی چیست؟ قطع به معنای انگلیسی. قطع چه در زبان عثمانی بود. قطع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قطع

kat ~ قطع güncel sözlüklerde anlamı:

"); kat' ::: (a. i.) : 1) kesme, kesilme; biçme. 2) halletme, karar verme, sona erdirme, bitirme.

kat'-i alâka ::: ilgiyi kesme.

kat'-ı da'vâ ::: dâvayı halletme.

kat'-ı hayât ::: hayâtın kesilmesi, ölüm. 3) geç me, ilerleme, yol alma.

kat'-i merâhil ::: merhaleleri, konak yerlerini geç me, yol alma.

kat'-i merâtib ::: rütbeleri geçme, büyük rütbeye geçme.

kat'-ı mesafe ::: yol alma.

kat'-ı nıükâfi ::: parabol.

kat'-ı münâsebet ::: ahbaplığı kesme.

kat'-ı nakıs ::: geo. elips.

kat'-ı nazar ::: bakışı kesme, bakmama. 4) g. s. kağıtları oymak suretiyle dantel gibi süslü şekiller meydana getirme sanatı.

kat'-ı tarîk ::: yol kesicilik.

kat'-ı zâid ::: geo. hiperbol. 5) ed. sözün te'sîrini artırmak ve dinleyenin anlayışına bırakmak için lâkırdıyı bitmeden kesiverme : "imtihan geliyor, çalışın, yoksa... " gibi.

kat ::: kesme, geçme.

Kat’ ::: Anlamla ilgili sanatlardandır. Susmanın söylemekten etkili olacağı yerde sözü kesmeye denir. Heyecanın doruğa ulaştığı noktada bu yola başvurulur. Genellikle nesirde kullanılan bir sanattır.

kat' ::: kesme

kat ::: kesme , geçme

kat’ ::: ‬kesme

kat’ ::: kesilme

kat ::: bitirme, daire, defa, gömlek, huzur, karşı, kez, makam, mertebe, mevki, ön, tabaka, ya
maç, yan