Çağdaş Sözlük

kusva ~ قصوی

Redhouse Sözlüğü - kusva ~ قصوی maddesi. Sayfa: 1458 - Sira: 8

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kusva - قصوی ingilizce anlamı, قصوی - kusva osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قصوی - kusva kelimesi nasıl geçiyor. kusva osmanlıca nasıl yazılır. kusva nedir, kusva ne demek arapca yazılışı.

قصوی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قصوی. قصوی attoman turkish I mean, قصوی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قصوی, Ottoman Turkish English Dictionary

قصوی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قصوی تعني باللغة الإنجليزية. قصوی ماذا يعني في اللغة العثمانية. قصوی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قصوی

قصوی چه کلمات انگلیسی چیست؟ قصوی به معنای انگلیسی. قصوی چه در زبان عثمانی بود. قصوی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قصوی

kusva ~ قصوی güncel sözlüklerde anlamı:

KUSVA ::: Son derecede bulunan. * Son, nihayet. * Son sınır. Erişilecek olan en son nokta.

kusvâ ::: (a. s.) : 1) son derecede bulunan. 2) i. nihayet, son. Hadd-i kusvâ : (bkz. : aksa). 3) eriş lecek son nokta, son sınır. Derece-i kusvâ, Mertebe-i kusvâ : son derece.

KUSVa ::: Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicret etmek istediği sırada Kusvâ adlı devesine bindi. Allahü teâlânın medhettiği beldelerin en kıymetlisi olan Mekke-i mükerremeden ayrılırken, Kusvâ'yı, harem-i şerîfe (Kâbe-i muazzamanın etrafındaki mescid) doğru döndürüp, mahzûn bir hâlde; "Vallâhi! Sen Allahü teâlânın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Rabbim katında en sevgili olanısın. Senden çıkarılmamış olsaydım, çıkmazdım. Bana senden daha güzel daha sevgili yurt yoktur. Kavmim beni senden çıkarmamış olsalardı, çıkmaz, senden başka bir yerde yurt yuva tutmazdım" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Halebî)

Peygamber efendimiz Medîne-i münevvereye hicret edip gelince, Medîne'nin ileri gelenleri Kusvâ'nın yularını tutup, Peygamber efendimizin kendi evlerine misâfir olmasını istediler. Onlara; "Devemin (Kusvânın) yularını bırakınız. O me'mûrdur. Kimin evinin önünde çökerse, orada misâfir olurum" buyurdular. Kusvâ Medîne sokaklarından geçerek ilerledi ve bugünkü Mescid-i Nebî'nin (Peygamber efendimizin mescidi) kapısının bulunduğu yere çöktü. Resûlullah efendimiz Kusvâ'nın üzerinden inmedi. Hayvan tekrar ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Eski yere dönüp çöktü ve bir daha kalkmadı. Bunun üzerine Efendimiz, Kusvâ'nın üzerinden inip; "İnşâallah menzilimiz (ineceğimiz yer) burasıdır?" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Abdülhak-ı Dehlevî)

kusva ::: son derecede bulunan , son , nihayet , son sınır , erişilecek olan en son nokta

kusvâ ::: (a. s.) 1) son derecede bulunan. 2) i. nihayet, son. Hadd-i kusvâ : (bkz. : aksa). 3) eriş lecek son nokta, son sınır. Derece-i kusvâ, Mertebe-i kusvâ : son derece.

KUSVA :::

Son derecede bulunan. * Son, nihayet. * Son sınır. Erişilecek olan en son nokta