Çağdaş Sözlük

kadim ~ قادم

Redhouse Sözlüğü - kadim ~ قادم maddesi. Sayfa: 1409 - Sira: 19

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kadim - قادم ingilizce anlamı, قادم - kadim osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قادم - kadim kelimesi nasıl geçiyor. kadim osmanlıca nasıl yazılır. kadim nedir, kadim ne demek arapca yazılışı.

قادم means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قادم. قادم attoman turkish I mean, قادم What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قادم, Ottoman Turkish English Dictionary

قادم ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قادم تعني باللغة الإنجليزية. قادم ماذا يعني في اللغة العثمانية. قادم ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قادم

قادم چه کلمات انگلیسی چیست؟ قادم به معنای انگلیسی. قادم چه در زبان عثمانی بود. قادم به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قادم

kadim ~ قادم güncel sözlüklerde anlamı:

KADiM ::: (A, uzun okunur) Ayak basan. Ulaşan. Varan. * Azanın mukaddemesi olan insanın başı.

KADiM ::: Eski zaman. * Başlangıcı olmayan. Uzun zamandan beri var olan. * Evveli bilinmeyen hâl ve keyfiyet.

kadîm ::: (a. s. kıdem'den. c. : kudemâ) : 1) eski. Abd-i kadîm : eski dost. Aş-nâ-yi kadîm : eski dost. Bilâ-yi kadîm : eski bina. 2) öncesini bilir kimse bulunmıyan, öncesi bilinmiyen şey. 3) huk. başlangıcı olmıyan, öteden-beri mevcut bulunan. 4) i. eski zaman. Ezmine-i kadîme : tar. eski çağlar. Kelâm-ı kadîm : Kur'an. Min-el-kadîm : eskidenberi, ötedenberi. Târîh-i kadîm : eski çağlar târihi.

kadim ::: ("ka" uzun okunur, a. s. kadem'den.) : ayak basan, varan, ulaşan.

Kadîm ::: öncesiz olan Allah.

kadîm ::: eski zaman.

KADiM ::: 1. Allahü teâlânın zâtına âit sıfatlarından. Varlığının evveli, başlangıcı olmayan.

Biliniz ki, Allahü teâlâ kadîm olan zâtı ile vardır. O'ndan başka her şey, O'nun var etmesi ile var olmuş, O'nun yaratması ile yokluktan varlığa gelmiştir. O, sonsuz olarak var idi. Kadîmdir, ezelîdir. Yâni hep var idi. Varlığından evvel yokluk olamaz. O'ndan başka her şey yok idi. Bunların hepsini, O, sonradan yarattı. Kadîm ve ezeli olan, bâkî ve ebedî (sonsuz) olur. Hâdis ve mahlûk olan (sonradan yaratılan), fânî ve geçici olur, yâni yok olur. Allahü teâlâ birdir. Varlığı lâzım olan, yalnız O'dur. İbâdete hakkı olan da, yalnız O'dur. O'ndan başka her şeyin var olmasına lüzum yoktur. Olsalar da olur, olmasalar da. O'ndan başka hiçbir şey, ibâdet olunmağa lâyık değildir. (İmâm-ı Rabbânî)

Allahü teâlânın kâmil, noksan olmayan sıfatları vardır. Bunlar, hayât (diri olmak), ilim (bilmek), sem' (işitmek), basar (görmek), kudret (gücü yetmek), irâde (istemek), kelâm (söylemek) ve tekvîn (yaratmak)'dir. Bu sekiz sıfata, sıfât-ı sübûtiyye denir. Bu sıfatları da kadîmdir. Yâni sonradan olma değildir. Kendinden ayrı olarak, ayrıca vardır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

2. Zaman bakımından eski olan şey.

Kadîm, kıdemi üzre terk olunur yâni; İslâm esaslarına uygun olarak öteden beri mevcûd olan şey, aksine delîl olmadıkça eski şekli üzere bırakılır. Zarar kadîm olmaz, yâni zarar olan şeye kadîm olduğuna dâir karar verilip de bulunduğu hâl üzere bırakılamaz. (Ali Haydar Efendi)

Kadim :::


  1. Başlangıcı olmayan, eski, ezelî.

  2. Eski.

kadîm ::: başlangıcı olmayan , eski , eski zaman

kadim ::: eski

kadim ::: ‬eski

Kadim ::: Başlangıcı geçmişin derinliklerinde bulunan, pek çok eskiye uzanan, öncesiz

kadîm ::: (a. s. kıdem'den. c. : kudemâ) 1) eski. Abd-i kadîm : eski dost. Aş-nâ-yi kadîm : eski dost. Bilâ-yi kadîm : eski bina. 2) öncesini bilir kimse bulunmıyan, öncesi bilinmiyen şey. 3) huk. başlangıcı olmıyan, öteden-beri mevcut bulunan. 4) i. eski zaman. Ezmine-i kadîme : tar. eski çağlar. Kelâm-ı kadîm : Kur'an. Min-el-kadîm : eskidenberi, ötedenberi. Târîh-i kadîm : eski çağlar târihi.

kadim ::: (

Kadîm ::: Çok eski zaman; eski

Kadîm ::: Çok eski zaman; eski

kadim ::: eski, ezelî

kadim :::

çok eski zaman; eski

KADÎM :::

Eski zaman. * Başlangıcı olmayan. Uzun zamandan beri var olan. * Evveli bilinmeyen hâl ve keyfiyet

KADİM :::

(A, uzun okunur) Ayak basan. Ulaşan. Varan. * Azanın mukaddemesi olan insanın başı