felek ~ فلك
Redhouse Sözlüğü - felek ~ فلك maddesi. Sayfa: 1396 - Sira: 6
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü felek - فلك ingilizce anlamı, فلك - felek osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte فلك - felek kelimesi nasıl geçiyor. felek osmanlıca nasıl yazılır. felek nedir, felek ne demek arapca yazılışı.
فلك means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language فلك. فلك attoman turkish I mean, فلك What is the meaning of the word, what does it mean in turkish فلك, Ottoman Turkish English Dictionary
فلك ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ فلك تعني باللغة الإنجليزية. فلك ماذا يعني في اللغة العثمانية. فلك ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية فلك
فلك چه کلمات انگلیسی چیست؟ فلك به معنای انگلیسی. فلك چه در زبان عثمانی بود. فلك به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت فلك
felek ~ فلك güncel sözlüklerde anlamı:
FELEK ::: Gök, gök katı, devir. * Tâli', baht. * Büyük ve dâirevi olan şey. * Her gök seyyaresinin gezdiği âlem. * Dünyâ, âlem, * Bir zilli âlet. * Yuvarlak kütük, kızak.(Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten. N. Kemal)
felek ::: (a. i. c. : eflâk, fülük) : 1) gök yüzü, semâ. (bkz. : asman).
felek-ül-a'zam, felek-ül-eflâk ::: evvelce, gök bilgisi ile uğraşan âlimlere göre dokuzuncu kat gök. [sekizincisi : felek-i sâmin; yedincisi : Zuhal (Satürn); altıncısı : Müşteri (Jüpiter); beşinci : Merih (Mars); dördüncüsü : Şems (Güneş); üçüncüsü : Zühre (Venüs, Çobanyıldızı); ikincisi : Uta-rid (Merkür); birincisi : Kamer (Ay)]. 2) âlem, dünyâ. 3) talih, baht, kader. 4) askerî müzikte bir zilli âlet. 5) eskilerin inanışına göre, her seyyâre-re [gezeğen yıldız] mahsus bir gök tabakası. 6) yuvarlak kütük, kızak.
fülk ::: (a. i.) : 1) gemi. 2) sandal, kayık. 3) Nuh'un gemisi, (bkz. : keştî, sefine, zevrak, zevrakçe).
fülk-i dil ::: gönül gemisi.
fülük ::: (a. i. felek'in c). : (bkz. : eflâk).
felek ::: gök, talih.
FELEK ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Bunlardan her biri belli bir felekte yüzmeye (akıp gitmeye) devâm ederler. (Yâsîn sûresi: 40)
Felek :::
- Gök, gökyüzü, sema.
- Dünya, âlem.
- Talih, baht, şans
Örnek: Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuya kaldı. C. Meriç - Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı.
- filenk.
felek ::: talih , gökyüzü , alem , dünya , kader , gök
felek ::: gökyüzü
felek ::: talih
felek ::: kader
felek ::: âlem, baht, dünya, gök, gökyüzü, sema, şans, talih
FELEK :::