Çağdaş Sözlük

gavs ~ غوص

Redhouse Sözlüğü - gavs ~ غوص maddesi. Sayfa: 1354 - Sira: 29

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü gavs - غوص ingilizce anlamı, غوص - gavs osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte غوص - gavs kelimesi nasıl geçiyor. gavs osmanlıca nasıl yazılır. gavs nedir, gavs ne demek arapca yazılışı.

غوص means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language غوص. غوص attoman turkish I mean, غوص What is the meaning of the word, what does it mean in turkish غوص, Ottoman Turkish English Dictionary

غوص ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ غوص تعني باللغة الإنجليزية. غوص ماذا يعني في اللغة العثمانية. غوص ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية غوص

غوص چه کلمات انگلیسی چیست؟ غوص به معنای انگلیسی. غوص چه در زبان عثمانی بود. غوص به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت غوص

gavs ~ غوص güncel sözlüklerde anlamı:

GAVS ::: Suya dalmak. Dalgıçlık. * Mc: Bir mes'elenin derinliğine ve hakikatine muttali' olup bilmek. * İyi anlamak. * Maslahata gayret ile girmek.

GAVS ::: Çağırma. Nida. Medet istemek. * Yardım edici. Medet verici. * Kurtuluş. (Bak: Aktâb)

gavs ::: (a. i. c. : agvâs) : 1) yardım, muavenet. 2) yardım istemek için bağırma, medet. 3) s. yardımcı, imdada yetişen. [Allah'ın velîleri, ululan hakkında kullanılır].

gavs-i a'zâm ::: tarikat kurucusu, (bkz. : kutb). [tahsîsen Abdülkadir-i Geylânî hakkında kullanılır].

gavs ::: (a. i.) : 1) suya dalma dalgıçlık, (bkz. : gavta-bâzî). 2) içine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama.

Gavs ::: Abdülkadiri Geylanî hazretleri.

gavs ::: büyük evliya.

GAVS ::: Muhyiddîn-i Arabî'ye göre gavs, medâr kutbudur. İmâm-ı Rabbânî hazretlerine göre ise, medâr kutbundan ayrı ve daha yüksek olup, ona yardım edicidir. Bu sebeble, medâr kutbu birçok işlerinde ondan yardım bekler. Ebdâl makamlarına getirilecek evliyâyı seçmekte bunun rolü vardır. (Bkz. Kutb) (S.Abdülhakîm Arvâsî)

gavs ::: medet verici , yardım edici

gavs ::: (a. i.) 1) suya dalma dalgıçlık, (bkz. : gavta-bâzî). 2) içine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama.

GAVS :::

Çağırma. Nida. Medet istemek. * Yardım edici. Medet verici. * Kurtuluş. (Bak: Aktâb