ala ~ علی
Redhouse Sözlüğü - ala ~ علی maddesi. Sayfa: 1318 - Sira: 29
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ala - علی ingilizce anlamı, علی - ala osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte علی - ala kelimesi nasıl geçiyor. ala osmanlıca nasıl yazılır. ala nedir, ala ne demek arapca yazılışı.
علی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language علی. علی attoman turkish I mean, علی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish علی, Ottoman Turkish English Dictionary
علی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ علی تعني باللغة الإنجليزية. علی ماذا يعني في اللغة العثمانية. علی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية علی
علی چه کلمات انگلیسی چیست؟ علی به معنای انگلیسی. علی چه در زبان عثمانی بود. علی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت علی
ala ~ علی güncel sözlüklerde anlamı:
ALA ::: Bahşişler. Lütuflar. Nimetler. İhsanlar.
ALA ::: Yükseklik. Büyüklük. şeref. şan.
ALA ::: İtl. İtalyancadan gelen tabirlerin başında bulunup (usulünce, tarzında) manasını ifade eder. Meselâ: Alaturka $: Türk tarzında gibi.
ALA ::: f. Kirleten, kirli yapan.
ALa ::: Gr:Arabçada harf-i cerdir. Buna isim diyen de olmuştur. Müteaddit mâna ile kelimenin başına getirilir; manevî istilâ ve tefevvuk bildirmek için ekseriyâ mecrurunu istilaya delâlet eder. Bazan mecrurunun mukabiline müstâli olur. (maa) gibi müsahabet için gelir. (lâm) gibi tâlil için olur. Mücaveze için olur. Harf-i cer olan (min) mânâsına ve zarfiyyet için ve harf-i cer olan (bâ) mânâsına isim olur. "yukarıda" manasına gelir. * Üstünde, üzere.
alâ ::: (a. i.) : rütbece yükseklik büyüklük, şeref, şan.
âlâ ::: (a. i. ely'in c.) : ihsanlar, bahşişler.
âlâ ::: (f. s.) : kirleten.
illî ::: (a. s.) : fels. sebebe âit, sebebi, * nedensel, fr. causal.
ula ::: (a. s.) : şan ve şeref sahibi [kimse]
âlâ ::: en yüce, daha iyi, pek iyi.
alâ ::: üst, üzere.
Ala :::
- Karışık renkli, çok renkli, alaca.
- Açık kestane renginde olan, ela (göz).
- Kekliğin boynundaki siyah halka.
- Alabalık.
- İyi, pekiyi
Örnek: Beni Konya Lezzet Lokantasına götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. H. E. Adıvar - bk.Alanin
âlâ ::: üst , yücelik , şeref , üstü , üzere
ala ::: yükseklik , büyüklük , şeref , şan , itl , italyancadan gelen tabirlerin başında bulunup (usulünce , tarzında) manasını ifade eder , mesela: alaturka: türk tarzında gibi , kirleten , kirli yapan , bahşişler , lütuflar , nimetler , ihsanlar
alâ ::: yücelik
alâ ::: şeref
alâ ::: üst
alâ ::: üstü
alâ ::: üzeri
illî ::: nedensel
alâ ::: (a. i.) rütbece yükseklik büyüklük, şeref, şan.
âlâ ::: (a. i. ely'in c.) ihsanlar, bahşişler.
âlâ ::: (f. s.) kirleten.
illî ::: (a. s.) fels. sebebe âit, sebebi, * nedensel, fr. causal.
alâ ::: çok iyi
ula ::: (a. s.) şan ve şeref sahibi [kimse]
ala ::: alaca
âlâ ::: iyi, pek iyi
ALA :::
ALÂ :::