Çağdaş Sözlük

zahir ~ ظاهر

Redhouse Sözlüğü - zahir ~ ظاهر maddesi. Sayfa: 1269 - Sira: 18

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü zahir - ظاهر ingilizce anlamı, ظاهر - zahir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ظاهر - zahir kelimesi nasıl geçiyor. zahir osmanlıca nasıl yazılır. zahir nedir, zahir ne demek arapca yazılışı.

ظاهر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ظاهر. ظاهر attoman turkish I mean, ظاهر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ظاهر, Ottoman Turkish English Dictionary

ظاهر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ظاهر تعني باللغة الإنجليزية. ظاهر ماذا يعني في اللغة العثمانية. ظاهر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ظاهر

ظاهر چه کلمات انگلیسی چیست؟ ظاهر به معنای انگلیسی. ظاهر چه در زبان عثمانی بود. ظاهر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ظاهر

zahir ~ ظاهر güncel sözlüklerde anlamı:

ZAHiR ::: (Zuhur. dan) Görünen, âşikâr olan. Açık, belli, meydanda olan. * Görünüşe göre. * Şüphesiz. * Suret. Dış yüz. Görünüş. * Anlaşılan. * Meğer. Galiba. Zannederim. Elbette.

ZAHiR ::: Parlak, parlayan. Hüsün ve safvet üzere olan.

ZAHiR ::: Engin denizler. * Taşkın, coşkun. * Semiz, tavlı ve bol olan.

ZAHiR ::: Yüksek şeref. * Neşv ü nemâ bulup, gelişip, etrafa sarılıp sarmaşmış bitki.

ZAHiR ::: (Zahr. dan) Kuvvetli deve. * Yardımcı, arka çıkan. * Geriden gelen kuvvet.

Zâhir ::: "bütün varlıkların dış yüzünü yaratan ve dışına da hükmeden" mânâsında ilâhî isim.

zâhir ::: görünen, belli.

zahîr ::: yardımcı, arka çıkan.

Zahir :::


  1. Açık, belli.

  2. Dış yüz, görünüş.

  3. Kuşkusuz, elbette, şüphesiz
    Örnek: Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki... S. M. Alus

  4. Görünüşe göre, anlaşıldığına göre.

  5. Yardım eden, destekleyen, arka çıkan.

  6. 1. Parlak, açık, belli. 2. Dış görünüş, dış yüz. 3. Coşmuş, taşkın.

zâhir ::: açık , belli , görünen , aşikar , meydanda olan , ortaya çıkan , görünüş , dış yüz

zahîr ::: arka çıkan

zâhir ::: ‬ortaya çıkan

zâhir ::: görünen

zâhir ::: zuhur eden

zâhir ::: belli

zâhir ::: açık

zâhir ::: aşikâr

zâhir ::: sanırım

zâhir ::: görünüş

zâhir ::: dış yüz

Zahir ::: Açık

zahir ::: açık

zahir ::: açık, belli, elbette, görünüş, şüphesiz

ZAHİR :::

(Zuhur. dan) Görünen, âşikâr olan. Açık, belli, meydanda olan. * Görünüşe göre. * Şüphesiz. * Suret. Dış yüz. Görünüş. * Anlaşılan. * Meğer. Galiba. Zannederim. Elbette

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: