Çağdaş Sözlük

zaman ~ ضمان

Redhouse Sözlüğü - zaman ~ ضمان maddesi. Sayfa: 1213 - Sira: 32

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü zaman - ضمان ingilizce anlamı, ضمان - zaman osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ضمان - zaman kelimesi nasıl geçiyor. zaman osmanlıca nasıl yazılır. zaman nedir, zaman ne demek arapca yazılışı.

ضمان means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ضمان. ضمان attoman turkish I mean, ضمان What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ضمان, Ottoman Turkish English Dictionary

ضمان ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ضمان تعني باللغة الإنجليزية. ضمان ماذا يعني في اللغة العثمانية. ضمان ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ضمان

ضمان چه کلمات انگلیسی چیست؟ ضمان به معنای انگلیسی. ضمان چه در زبان عثمانی بود. ضمان به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ضمان

zaman ~ ضمان güncel sözlüklerde anlamı:

ZAMAN ::: (Bak: Zeman)

ZAMAN ::: Kefil olma, kefillik. Bir şeyin mislini veya değerini vermek üzere zarara karşı kefil olma, garanti.

Zaman :::


  1. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
    Örnek: Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin

  2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
    Örnek: Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir. A. İlhan

  3. Belirlenmiş olan an.

  4. Çağ, mevsim.

  5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.

  6. Dönem, devir
    Örnek: Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi. H. Taner

  7. Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
    Örnek: Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. H. Taner

  8. Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına karşılık bir ölçü.

  9. (Derleme.. fiillerdeZaman) Eylemlerin belirttikleri geçmişZaman, şimdikiZaman, genişZaman, gelecekZaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelir, gelecek, geldiydi, geliyormuş, hastaydı vb.

zaman ::: (bak: zeman) , kefil olma , kefillik , bir şeyin mislini veya değerini vermek üzere zarara karşı kefil olma , garanti

zaman ::: bugün, çağ, dakika, devir, devran, dönem, gün, mevsim, saat, vakit

ZAMAN :::

(Bak: Zeman