sıfat ~ صفاد
Redhouse Sözlüğü - sıfat ~ صفاد maddesi. Sayfa: 1178 - Sira: 10
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sıfat - صفاد ingilizce anlamı, صفاد - sıfat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte صفاد - sıfat kelimesi nasıl geçiyor. sıfat osmanlıca nasıl yazılır. sıfat nedir, sıfat ne demek arapca yazılışı.
صفاد means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language صفاد. صفاد attoman turkish I mean, صفاد What is the meaning of the word, what does it mean in turkish صفاد, Ottoman Turkish English Dictionary
صفاد ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ صفاد تعني باللغة الإنجليزية. صفاد ماذا يعني في اللغة العثمانية. صفاد ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية صفاد
صفاد چه کلمات انگلیسی چیست؟ صفاد به معنای انگلیسی. صفاد چه در زبان عثمانی بود. صفاد به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت صفاد
sıfat ~ صفاد güncel sözlüklerde anlamı:
SIFAT ::: Bir kimse veya şeyin hal ve vasfı, keyfiyeti. * Suret, çehre, yüz. Nişan, alâmet. * Bir şeyin keyfiyetini izah için kullanılan kelime.
SIFaT ::: (Sıfat. C.) Sıfatlar, vasıflar.
sıfat ::: (a. i. vasf'dan. c. : sıfat) : 1) hal, keyfiyet, suret, şekil, varlık, (bkz. : vasf).
sıfat-ı arıza ::: ticâret, kâr, ayıp ve ilel gibi mev-sûfa sonradan arız olan halet.
sıfat-ı asüyye ::: Allah'ın vücut sıfatı. 2) nişan, alâmet, (bkz. : şiar). 3) yüz ve kılık, (bkz : kisve, kisvet). 4) bir şahıs veya şeyin hâli. 5) lâkab, unvan. 6) gr. sıfat, bir şahsın veya şeyin hal ve şanını, renk veya sayısını, derecesini gösteren kelime, fr. adjeetif. 7) gr. [terkiplerde] 'belirten, (bkz. : mevsûf).
sıfat ::: (a. i. vasf'dan, sıfat'ın c.) : sıfatlar, vasıflar.
sıfât-ı adediyye ::: gr. sayı sıfatları
sıfât-ı cemâliyye ::: tas. lütuf ve merhamet ile ilgili vasıflar.
sıfât-ı ilâhiyye ::: tas. kendisini ve zıddını Ce-nâb-ı Hakk'a nispet caiz olan vasıflar, [rızâ, rahmet, sıhhat, gazap. gibi]
sıfât-ı istifhâmiyye ::: gr. soru sıfatları. sıfât-ı işâriyye : gr. işaret sıfatları.
sıfât-ı kıyâsiyye ::: gr. bir kaideye (kurala) bağlı ve uygun olarak meydana gelen sıfatlar.
sıfât-ı mübheme ::: gr. "belgisiz (mübhem) sıfatlar.
sıfât-ı semâiyye ::: W- bir kaideye ('kurala) bağlı olmayıp işitilmekle öğrenilen sıfatlar.
sıfât-ı selbiyye ::: tas. mânâsında selb mümkün olan sıfatlar : kıdem, beka, vahdâniyyet, muhâle-fetün lilhavâdis, kıyam binefsihi. (bkz. : sıfât-ı zâtiyye).
sıfât-ı subûtiyye ::: tas. Allah'ın sıfatları : hayat, ilim, semi', basar, irâde, kudret, kelâm, tekvîn.
sıfât-ı tavsîfiyye ::: gr. "niteleme sıfatları, fr. adjectifs qualificatifs.
sıfât-ı ta'yîniyye ::: gr. belirtme sıfatlan, fr. adjectifs determinatifs.
sıfat terkibi ::: gr. sıfat takımı.
sıfât-ı ::: (bkz. : sıfât-ı selbiyye)
Sıffîn ::: (a. h. i.) : Fırat havâlisinde, Rıkka yakınında bir yer olup Hz. Ali ile Muâ-viye arasında geçen savaştan dolayı ün kazanmıştır.
SIFAT ::: Varlıklar birbirlerinden sıfatlarıyla ayırt edilmektedir. (Teftâzânî)
Allahü teâlânın insanlar içinden seçmiş olduğu peygamberler (aleyhimüsselâm) da insanlık sıfatlarında diğer insanlarla aynıdır. Yâni onlar da yerler, içerler, soğukta üşürler. Ancak Allahü teâlâ, onlara husûsî (özel) nîmetler ve çeşitli mûcizeler ihsân etmiştir. (Harputlu İshâk Efendi)
Noksan sıfatlar Allahü teâlâda yoktur. O, maddelerin, cisimlerin, ârâzların yâni hallerin sıfatlarından ve bunlara lâzım olan şeylerden münezzehtir (uzaktır). (Ahmed Fârûkî)
Sıfat :::
- Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği
Örnek: Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder. R. H. Karay - Bir ismi, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad.
- Yüz, kılık ve dış görünüş
Örnek: Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği yoktu. F. R. Atay - (Derleme.. san, ulak, katmaç) Bir adı niteleyen veya belirten sözcük: Beyaz ev, güzel çocuk, beş gün, bu kitap, hangi kız, bazı olaylar vb.T. :sıfat
sıfât ::: sıfatlar , özellik , özellikler , vasıflar , vasıf
sıfat ::: özellik
sıfat ::: vasıf
sıfât ::: özellikler
sıfât ::: vasıflar
sıfat ::: bet, keyfiyet
SIFAT :::
SIFÂT :::