Çağdaş Sözlük

sir ~ سر

Redhouse Sözlüğü - sir ~ سر maddesi. Sayfa: 1047 - Sira: 3

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sir - سر ingilizce anlamı, سر - sir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte سر - sir kelimesi nasıl geçiyor. sir osmanlıca nasıl yazılır. sir nedir, sir ne demek arapca yazılışı.

سر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language سر. سر attoman turkish I mean, سر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish سر, Ottoman Turkish English Dictionary

سر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ سر تعني باللغة الإنجليزية. سر ماذا يعني في اللغة العثمانية. سر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية سر

سر چه کلمات انگلیسی چیست؟ سر به معنای انگلیسی. سر چه در زبان عثمانی بود. سر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت سر

sir ~ سر güncel sözlüklerde anlamı:

SiR ::: f. Tok, kanmış, doymuş. * Sarımsak.

SiR ::: Yarık. Delik. * Balık yahnisi.

"); ser ::: (f. i.) : 1) baş, kafa, kelle. (bkz. : re's). 2) baş, başkan, (bkz. : reis). 3) tepe, doruk, (bkz. : zirve). 4) uç, kenar. 5) nihayet, son.

ser-i dâr ::: darağacının başı, üstü.

ser-i eşcâr ::: ağaçların başı.

ser-i kûy ::: sevgilinin bulunduğu yer.

ser-i mû [y] ::: 1) kılucu; 2) pek az şey.

ser- ::: (f. s.) : "baş, başkan" mânâlariyle başa gelerek *birleşik kelimeler yapar. Ser-kâtib : başkâtip. Ser-muharrir : başmuharrir, "başyazar, gibi.

sırr ::: (a. i. c. : esrar) : 1) gizli tutulan, kimseye söylenmiyen şey. Ifşâ-yi sırr : gizli şeyi herkese söyleme, (bkz. : râz). 2) Allah'ın akıl ermiyen hikmeti.

sırr-ı teâd ::: îcat sim, yaradılışın gizli sebebi. sırr-ı istiva : tas. siyah bir şerit adı olan istiva, yüksek bir alâmet sayılırdı. Cenâb-ı Mevlânâ'dan kalmış olup iki yollu olan külâh-ı seyfî veya kılıcı tâç yollarına takılan şerif. [Mevlevî tâbirlerinden-dir, bu tacı ancak cezbe-i Rahman ile istivanın sırrına vâkıf olan mümtaz zatlar giyebilirdi]

sırr-ı rübûbiyyet ::: tas. rübûbiyyetin merbûb üzerindeki nişanı, [tasavvufî eserlerde : sırr-ı rübûbiyyet, bir sırdır ki eğer zahir olsa, mütevakkıf-Ün-a1eyh olduğu şeyin butlanı sebebiyle bâtıl olur]

sırr-ı tecelliyyât ::: tas. "kalbe tecellî-i evvel'in inkişâfiyle meydana gelen ve cem'-i esma beyninde ehâdiyyet-i cem'iyyeyi izhâr eden şuhûd ve zuhur.

sırr-us- sırr ::: tas. icmal ve cem'-i ehâdiyyette hakaikın tafsîlât-ı kâmilesine ve hakayıkın müşte-mil olduğu kâffe-i mütaallikata hakikatleri veçhile ilim gibi hakkın âbidden teferrüdüne bâis olan şey.

sürr ::: (a. i.) : anat. yeni doğmuş çocuğun kesilmiş göbeği.

sürrâk ::: (a. s. sârik'ın c.) : hırsızlar, (bkz. : düzdân).

ser ::: baş , başkan , uç , tepe , gaye , zirve , reis

sır ::: gizli şey , gizem , püf noktası , aynaların arkası , parlaklık vermek , gizlilik , gizli bilgi , kalbi bir his , (bak: sırr)

sırr ::: giz , sır

sîr ::: sarmısak , tok

sir ::: tok , kanmış , doymuş , sarımsak , yarık , delik , balık yahnisi

ser ::: ‬baş

ser ::: başkan

ser ::: uç

sırr ::: ‬giz

sırr ::: sır

sîr ::: ‬sarmısak

sîr ::: ‬tok

ser- ::: (f. s.) baş, başkan

sîr ::: (f. s.) 1) tok, doymuş. Dil-sîr : gönlü tok, kanmış. 2) sarmısak. (bkz. : fûm). sîr ü piyaz : sarmısak ve soğan.

sürr ::: (a. i.) anat. yeni doğmuş çocuğun kesilmiş göbeği.

sürrâk ::: (a. s. sârik'ın c.) hırsızlar, (bkz. : düzdân).

SİR :::

f. Tok, kanmış, doymuş. * Sarımsak

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: