Çağdaş Sözlük

sade ~ ساده

Redhouse Sözlüğü - sade ~ ساده maddesi. Sayfa: 1026 - Sira: 20

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sade - ساده ingilizce anlamı, ساده - sade osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ساده - sade kelimesi nasıl geçiyor. sade osmanlıca nasıl yazılır. sade nedir, sade ne demek arapca yazılışı.

ساده means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ساده. ساده attoman turkish I mean, ساده What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ساده, Ottoman Turkish English Dictionary

ساده ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ساده تعني باللغة الإنجليزية. ساده ماذا يعني في اللغة العثمانية. ساده ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ساده

ساده چه کلمات انگلیسی چیست؟ ساده به معنای انگلیسی. ساده چه در زبان عثمانی بود. ساده به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ساده

sade ~ ساده güncel sözlüklerde anlamı:

SADE ::: (Sayd. dan) Mâzi fiilidir. "Avlandı" mânâsındadır. ( dan) "Bağır, ilân et" mânâsına emirdir. Meydan okumak, âciz bırakmak mealinde ve i'caz yoluna işaret eder "sâd" diye okunur. * Sadakat, sıdk gibi mânâlara da gelir.

SADE ::: f. Basit, karışık olmayan, katıksız. * Saf, gösterişsiz, lüzumsuz bulunmayan. * Tek katlı. * Ancak, yalnız. * Süssüz. * Derin düşünemiyen, saf adam.

SADE ::: (Seyyid. C.) Seyyidler.

sâde ::: (a. i. seyyid'in c.) : seyyidler.

sâde ::: (f. s.) : 1) düz, basit, yalın, gösterişsiz. 2) süssüz. 3) karışıksız, katkısız. 4) derin düşünemiyen, bön, saf [adam] . S. zf. yalnız, ancak.

Sade :::


  1. Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz
    Örnek: İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki, imrenmemek mümkün değil. M. Ş. Esendal

  2. Şekersiz (kahve).
    Örnek: Hem düşünmeli ki insan kısmı sade para ile doymaz. R. N. Güntekin

  3. Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım)
    Örnek: Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir. Y. K. Beyatlı

  4. (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece

sâde ::: basit , yalın , süssüz

sâde ::: ‬basit

sâde ::: yalın

sâde ::: süssüz

sâde ::: sadece

sâde ::: (a. i. seyyid'in c.) seyyidler.

sâde ::: (f. s.) 1) düz, basit, yalın, gösterişsiz. 2) süssüz. 3) karışıksız, katkısız. 4) derin düşünemiyen, bön, saf [adam] . S. zf. yalnız, ancak.

sade ::: ancak, düz, sadece, yalın, yalnız

SADE :::

(Sayd. dan) Mâzi fiilidir. "Avlandı" mânâsındadır. ( dan) "Bağır, ilân et" mânâsına emirdir. Meydan okumak, âciz bırakmak mealinde ve i'caz yoluna işaret eder "sâd" diye okunur. * Sadakat, sıdk gibi mânâlara da gelir