rahib ~ رحيب
Redhouse Sözlüğü - rahib ~ رحيب maddesi. Sayfa: 968 - Sira: 33
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü rahib - رحيب ingilizce anlamı, رحيب - rahib osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte رحيب - rahib kelimesi nasıl geçiyor. rahib osmanlıca nasıl yazılır. rahib nedir, rahib ne demek arapca yazılışı.
رحيب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language رحيب. رحيب attoman turkish I mean, رحيب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish رحيب, Ottoman Turkish English Dictionary
رحيب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ رحيب تعني باللغة الإنجليزية. رحيب ماذا يعني في اللغة العثمانية. رحيب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية رحيب
رحيب چه کلمات انگلیسی چیست؟ رحيب به معنای انگلیسی. رحيب چه در زبان عثمانی بود. رحيب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت رحيب
rahib ~ رحيب güncel sözlüklerde anlamı:
RAHiB ::: Âbid. Allah'tan (C.C.) korkan. * Manastırda oturan nasrani âlimi veya papazı. Keşiş. * Aslan.
RAHiB ::: Kendisinden korkulan şey. Korkulu.
RAHiB ::: Bol, geniş. * Obur, çok yiyen kişi.
rahîb ::: (a. s.) : geniş, bol. (bkz. : vâsi'). rahîb-ür-râhe : eli geniş, cömert, (bkz. : sahî).
râhib ::: (a. i. c. : râhibân, rehebân, ruhban) : evlenmez papaz.
râhib ::: Hıristiyan din adamı.
RaHiB ::: Papazlar herkese râhib olmayı, yalnız yaşamayı emrediyordu. Allah yolunda bulunabilmek ve Allahü teâlâya yaklaşabilmek ancak ruhbanlıkla yâni evlenmemekle olur sanıyorlardı. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem bunu önlemek için Eshâbının (arkadaşlarının) bekâr yaşamasını yasakladı. "Nikâh yapmak (evlenmek) benim sünnetimdir. Sünnetimi yapmayan kimse benden değildir" buyurdu. (Saideddîn Fergânî)
Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem on iki yaşlarında iken amcası Ebû Tâlib ile birlikte Şam tarafına giden ticâret kervanına katıldı. Ticâret kervanı uzun bir yolculuktan sonra Busra denilen yerde hıristiyanlara mahsûs bir manastırın yakınında konakladı. Bu manastırda Bahîra adında bir râhib kalıyordu. Önceden yahûdî âlimlerinden iken sonradan hıristiyan olan bu bilgili râhib, kervanda bulunanların hepsini yemeğe dâvet etti. Râhib Bahîra ısrarla yemeğe getirttiği sevgili Peygamber efendimizin mübârek sırtındaki mühr-i nübüvveti açtırdı. Bunu görünce, henüz yaşı küçük olan Muhammed aleyhisselâmın geleceği bildirilen son peygamber olduğuna şehâdet etti. (Muînüddîn Hirevî)
râhib ::: keşiş , rahip
râhib ::: rahip
rahîb ::: (a. s.) geniş, bol. (bkz. : vâsi'). rahîb-ür-râhe : eli geniş, cömert, (bkz. : sahî).
râhib ::: (a. i. c. : râhibân, rehebân, ruhban) evlenmez papaz.
RAHİB :::