Çağdaş Sözlük

rahmet ~ رحمت

Redhouse Sözlüğü - rahmet ~ رحمت maddesi. Sayfa: 968 - Sira: 20

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü rahmet - رحمت ingilizce anlamı, رحمت - rahmet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte رحمت - rahmet kelimesi nasıl geçiyor. rahmet osmanlıca nasıl yazılır. rahmet nedir, rahmet ne demek arapca yazılışı.

رحمت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language رحمت. رحمت attoman turkish I mean, رحمت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish رحمت, Ottoman Turkish English Dictionary

رحمت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ رحمت تعني باللغة الإنجليزية. رحمت ماذا يعني في اللغة العثمانية. رحمت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية رحمت

رحمت چه کلمات انگلیسی چیست؟ رحمت به معنای انگلیسی. رحمت چه در زبان عثمانی بود. رحمت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت رحمت

rahmet ~ رحمت güncel sözlüklerde anlamı:

RAHMET ::: Merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek. * Mc: Yağmur.(...Sâni-i Âlem'in her şeyi içine almış ve her şeyi istilâ ve istiab etmiş bir rahmet -i vâsiası vardır. Vâlidelerin, hattâ bir cihette nebatatın evlâdına olan şefkatleri ve küçük, zayıf yavrularının sühulet-i rızkları, o rahmet deryasından bir katredir. M.N.)

rahmet ::: (a. i.) : 1) acıma, esirgeme, koruma, yarlıgama. (bkz. : merhamet). rahmet-i Hüdâ : Allah'ın ihsanı. rahmet-ullahi aleyh : Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun! 2) Hz. Muhammed (Aleyhisselâm). 3) Kur'ân-ı Kerîm. 4) yağmur, (bkz. : bârân, gays, matar).

rahmet ::: acıma, esirgeme, şefkat.

RAHMET ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

(Ey Resûlüm!) De ki: "Ey (günâh işlemekle) nefslerine karşı haddi aşmış kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidi kesmeyiniz. Çünkü Allahü teâlâ (şirk ve küfürden başka dilediği kimselerden) bütün günâhları magfiret buyurur, bağışlar. Şüphesiz ki O, Gafûr'dur, Rahîm'dir. (Zümer sûresi: 53)

Yâ Rabbî! Bize rahmetini ihsân eyle. İhsân sâhibi ancak sensin. (Âl-i İmrân sûresi: 8)

Allahü teâlâ rahmeti yüz parçaya ayırmış, doksan dokuzunu kendisinde bırakmış, yeryüzüne bir parça indirmiştir. İşte bütün mahlûklar bu parça sebebiyle birbirlerine acırlar... (Hadîs-i şerîf-Müslim)

... Ramazân'ın birinci gecesi Allahü teâlâ mü'minlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna hiç azâb etmez. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Beyhekî)

Bir kimse bir mü'minin ihtiyâcını karşılamak için yürüse, Allahü teâlâ yetmiş bin meleği ona sâyehân eder, gölgelendirir. Eğer sabah vakti ise akşama kadar, akşam vakti ise sabaha kadar ona rahmet ile duâ ederler. Her bir ayağını kaldırdıkta bir günâhı affolur ve bir derece verilir. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Hibbân)

Allahü teâlânın bir kuluna rahmet etmiyeceğine, ona gazab ve azab edeceğine alâmet, dünyâya ve âhirete faydası dokunmayan şeylerle meşgul olması, zamanlarını lüzumsuz şeylerle öldürmesidir. (İmâm-ı Gazâlî)

Allahü teâlâdan korkmalı, fakat O'nun rahmetinden ümidi kesmemelidir. Ümid, korkudan çok olmalıdır. Böyle olanın ibâdetleri zevkli olur. (Muhammed Hâdimî)

2. Sevgili Peygamberimiz hazret-i Muhammed'in isimlerinden.

Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiyâ sûresi: 107)

3. Kur'ân-ı kerîm.

4. Yağmur.

Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

Allahü teâlâ rüzgârı, rahmetinden önce müjdeci olarak gönderir. Rüzgârlar, ağır olan bulutları sürükler. Bulutlardan ölü olan toprağa su yağdırırız. O yağmurla yerden meyveler çıkarırız. Ölülerini de mezârlarından böyle çıkaracağız. Umulur ki, düşünüp ibret alırsınız. (A'râf sûresi: 57)

Rahmet :::


  1. Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme.

  2. Yağmur
    Örnek: Kubbedeki açıktan rahmet yağar, güneş vurur. A. H. Tanpınar

  3. Acıma, esirgeme, koruma, yargılama.

rahmet ::: esirgeme , acıma , merhamet , bağışlama , şefkat etme , şefkat , yağmur

rahmet ::: ‬acıma

rahmet ::: merhamet

rahmet ::: yağmur

rahmet ::: (a. i.) 1) acıma, esirgeme, koruma, yarlıgama. (bkz. : merhamet). rahmet-i Hüdâ : Allah'ın ihsanı. rahmet-ullahi aleyh : Allah'ın rahmeti onun üzerine olsun! 2) Hz. Muhammed (Aleyhisselâm). 3) Kur'ân-ı Kerîm. 4) yağmur, (bkz. : bârân, gays, matar).

rahmet ::: yağmur

RAHMET :::

Merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek. * Mc: Yağmur.(...Sâni-i Âlem'in her şeyi içine almış ve her şeyi istilâ ve istiab etmiş bir rahmet -i vâsiası vardır. Vâlidelerin, hattâ bir cihette nebatatın evlâdına olan şefkatleri ve küçük, zayıf yavrularının sühulet-i rızkları, o rahmet deryasından bir katredir. M.N.)