riba ~ رباع
Redhouse Sözlüğü - riba ~ رباع maddesi. Sayfa: 962 - Sira: 12
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü riba - رباع ingilizce anlamı, رباع - riba osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte رباع - riba kelimesi nasıl geçiyor. riba osmanlıca nasıl yazılır. riba nedir, riba ne demek arapca yazılışı.
رباع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language رباع. رباع attoman turkish I mean, رباع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish رباع, Ottoman Turkish English Dictionary
رباع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ رباع تعني باللغة الإنجليزية. رباع ماذا يعني في اللغة العثمانية. رباع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية رباع
رباع چه کلمات انگلیسی چیست؟ رباع به معنای انگلیسی. رباع چه در زبان عثمانی بود. رباع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت رباع
riba ~ رباع güncel sözlüklerde anlamı:
RiBA ::: Tartısı ve ölçüsü belli olan bir malı aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile, bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak veya veresiye değiştirmektir. * Faiz. * Muamelede meşru miktardan tecavüz. * Bir şeyin artması, çoğalması. * Verilen borç para veya mal karşılığında kâr isteyip zarara ortak olmamak suretiyle hâsıl olan haram kazanç. (Bak: Faiz)
RiBA ::: Bahar evleri, çadırlar. Arazi. * Yaz yağmurları.
ribâ' ::: (a. i. reb'in c.) : 1) evler [bah-çesiyle birlikte] . 2) barınılan yerler. 3) arazîler.
ribâ ::: faiz, haram para.
RiBa ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki:
Allahü teâlâ bey'i (alış-verişi) helâl ve ribâyı ise haram kılmıştır. (Bekara sûresi: 275)
Allahü teâlâ ribâ karışan malı yok eder ve sadakaları verilen malı artırır (ona bereket verir). (Bekara sûresi: 276)
Aralarında, zinâ ve ribâ yayılan bir memlekette bulunanlara, Allahü teâlânın azâbı helâl oldu. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir)
Fâiz (ribâ) almak ve vermek, insanın son nefesinde îmânsız gitmesine sebeb olabilir. (Kutbüddîn İznikî)
Alış-veriş yaparken ve ödünç verirken, ribâdan çok sakınmalıdır. Ödünç verilen kimseden, bir menfaat beklenmemelidir. Zîrâ, azıcık alınan veya verilen ribânın (fâizin) günâhı, Allahü teâlâ indinde, annesiyle zinâ etmiş gibidir. Fâizin azı da, çoğu da, alması da vermesi de haramdır. Çok sakınmak lâzımdır. (Süleymân bin Cezâ)
Zekâtı ve fıtraları, dînin emrettiği kimselere seve seve vermelidir. Fakirlere ve borç istiyenlere merhamet etmelidir. Malı, parayı, İslâmiyet'in izin vermediği yerlere harcamamalı, isrâf da etmemelidir. Ribâdan, kumarlı ve kumarsız oyunlardan sakınmalıdır. (Muhammed Ma'sûm)
ribâ ::: faiz , tefecinin aldığı aşırı faiz
ribâ ::: tefecinin aldığı aşırı faiz
ribâ ::: (a. i.) 1) bir şey artma, çoğalma. 2) tefecilikle alınan fahiş faiz.
ribâ' ::: (a. i. reb'in c.) 1) evler [bah-çesiyle birlikte] . 2) barınılan yerler. 3) arazîler.
RİBA :::