Çağdaş Sözlük

derviş ~ درويش

Redhouse Sözlüğü - derviş ~ درويش maddesi. Sayfa: 898 - Sira: 40

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü derviş - درويش ingilizce anlamı, درويش - derviş osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte درويش - derviş kelimesi nasıl geçiyor. derviş osmanlıca nasıl yazılır. derviş nedir, derviş ne demek arapca yazılışı.

درويش means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language درويش. درويش attoman turkish I mean, درويش What is the meaning of the word, what does it mean in turkish درويش, Ottoman Turkish English Dictionary

درويش ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ درويش تعني باللغة الإنجليزية. درويش ماذا يعني في اللغة العثمانية. درويش ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية درويش

درويش چه کلمات انگلیسی چیست؟ درويش به معنای انگلیسی. درويش چه در زبان عثمانی بود. درويش به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت درويش

derviş ~ درويش güncel sözlüklerde anlamı:

DERViş ::: f. Gayet mütevazi ve kanaatkâr olan. * Kimsesiz, fakir. * Mâneviyâtla gönlü zengin olan fakir. * Mürid veya şeyh.

derviş ::: (f. i.) : A. Uah için alçak gönüllülüğü ve fıkarâlığı kabul eden veya bir tarikata bağlı bulunan kimse. 2) fakir ve ihtiyaçtı kimse.

dervîş-i abâ-pûş ::: aba giymiş derviş.

dervîş-i dil-rîş ::: gönlü yaralı derviş.

derviş ::: yaşayışını tarikatının edeplerine uyduran kalender kimse.

DERViş ::: Dervişlik, yalnız bir yere çekilip oturmak, gökte uçmak, dağda ve mağarada bulunmak değildir. Dervişlik, gönlü mâsivâdan yâni Allahü teâlâdan başka her şeyden çevirmektir. (Ubeydullah-ı Ahrâr)

Derviş dünyâ ve âhirette mes'ûddur. Dervişten dünyâda sultan vergi almaz. Âhirette de Allahü teâlâ hesap sormaz. (Ebû Bekr Verrâk)

Dervişlik didükleri hırkayıla tâc değül,
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtâç değül.

(Yûnus Emre)

Derviş :::


  1. Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen.

  2. Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse.

  3. Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse.

  4. Kırlangıç balığının pek küçüğü.

derviş ::: bir tarikata girmiş , yaşayışını tarikatının edeplerine uyduran kalender kimse , gayet mütevazi ve kanaatkar olan , kimsesiz , fakir , maneviyatla gönlü zengin olan fakir , mürid veya şeyh

dervîş ::: yoksul , tarikat şeyhine bağlı mürit

dervîş ::: ‬yoksul

dervîş ::: tarikat şeyhine bağlı mürit

derviş ::: fukara

DERVİŞ :::

f. Gayet mütevazi ve kanaatkâr olan. * Kimsesiz, fakir. * Mâneviyâtla gönlü zengin olan fakir. * Mürid veya şeyh