dur ~ در
Redhouse Sözlüğü - dur ~ در maddesi. Sayfa: 892 - Sira: 33
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü dur - در ingilizce anlamı, در - dur osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte در - dur kelimesi nasıl geçiyor. dur osmanlıca nasıl yazılır. dur nedir, dur ne demek arapca yazılışı.
در means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language در. در attoman turkish I mean, در What is the meaning of the word, what does it mean in turkish در, Ottoman Turkish English Dictionary
در ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ در تعني باللغة الإنجليزية. در ماذا يعني في اللغة العثمانية. در ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية در
در چه کلمات انگلیسی چیست؟ در به معنای انگلیسی. در چه در زبان عثمانی بود. در به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت در
dur ~ در güncel sözlüklerde anlamı:
der ::: (f. s.) : "yırtan, yaran, yırtıcı, delen" mânâlarına kelimeyi sıfatlaştırır. Ciger-der : ciğer delen. Perde-der : perde yırtıcı, edepsiz. Sâf-der : saf yaran, sıra yaran.
derr ::: (a. i.) : 1) kimse, kişi. 2) s. güzel iş, güzel eser. Li-llâhi derrühû : mükâfatını Allah versin!
dûr ::: (f. s.) : uzak. (bkz. : dîr2) . dûrbîn : 1) uzağı gören; 2) i. dürbün. dûr 0 dırâz : uzun uzadıya.
dûr ::: (a. i. dâr'ın c.) : 1) evler. 2) bölgeler.
dörr ::: (a. i.) : inci. dürr-i Aden : Aden incisi. dürr-i girân-mâye : kıymetli iri inci. dürr-i güftâr : söz incisi.
dürr-i hoş-âb ::: iyi inci.
dürr-i istifa ::: seçkinlik incisi (Hz. Muhammed (Aleyhisselam)).
dürr-i meknûn ::: mahfazalı parlak inci.
dürr-i nâb ::: parlak, beyaz inci.
dürr-i nâzım ::: dizilmiş inci.
dürr-i nâ-süfte ::: delinmemiş inci; mec. kızoğlan kız.
dürr-i nefîd ::: dizi itici, inci dizisi.
dürr-i sadef-nişîn ::: sedefinden çıkmamış inci.
dürr-i sirâb ::: iri inci.
dürr-i şah-vâr, - şeh-vâr ::: (pâdişâha lâyık) iri inci.
dürr-i yegâne ::: eşi bulunmıyan, tek inci.
dürr-i yek-dâne ::: iri taneli inci.
dürr-i yetim ::: sedefinde tek olarak çıkan iri, büyük inci. mec. Hz. Muhammed (Aleyhisselam), [Farsçası "dür" dür].
dur ::: uzak.
dûr ::: uzak
dürr ::: inci
der ::: kapı
der ::: kapı
dûr ::: uzak
dürr ::: inci
der ::: (f. s.) yırtan, yaran, yırtıcı, delen
derr ::: (a. i.) 1) kimse, kişi. 2) s. güzel iş, güzel eser. Li-llâhi derrühû : mükâfatını Allah versin!
dûr ::: (f. s.) uzak. (bkz. : dîr2) . dûrbîn : 1) uzağı gören; 2) i. dürbün. dûr 0 dırâz : uzun uzadıya.
dûr ::: (a. i. dâr'ın c.) 1) evler. 2) bölgeler.
Dûr ::: Uzak
Dûr ::: Uzak
dûr :::