Çağdaş Sözlük

dahil ~ داخل

Redhouse Sözlüğü - dahil ~ داخل maddesi. Sayfa: 879 - Sira: 21

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü dahil - داخل ingilizce anlamı, داخل - dahil osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte داخل - dahil kelimesi nasıl geçiyor. dahil osmanlıca nasıl yazılır. dahil nedir, dahil ne demek arapca yazılışı.

داخل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language داخل. داخل attoman turkish I mean, داخل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish داخل, Ottoman Turkish English Dictionary

داخل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ داخل تعني باللغة الإنجليزية. داخل ماذا يعني في اللغة العثمانية. داخل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية داخل

داخل چه کلمات انگلیسی چیست؟ داخل به معنای انگلیسی. داخل چه در زبان عثمانی بود. داخل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت داخل

dahil ~ داخل güncel sözlüklerde anlamı:

DaHiL ::: İçeri. İç. İçinde. İçeri girmiş.

DAHiL ::: Yabancı, sığınan, sığınmış. Muhacir. * Birisinin içyüzü, niyet ve mezhebi. Dâhil ve içerde. Birisinin bütün gizli ve sırlı işlerine vâkıf olan dost ve hemdemi. * Evvelâ alâkasız olup so adan bir cemaate dâhil olan. * Edb: Başka bir dilden olup, so adan diğer bir dile geçen kelime. * Tıb: Vücud âzalarında birbirine girmiş ve sokulmuş olan mafsallar.

DAHiL ::: (Bak: Dahl-Dehal) Girmek, karışmak. Dokunmak. Taarruz etmek, müdâhale eylemek.

DAHiL ::: Hayrette kalan kimse.

dâhil ::: (a. s.) : iç, içeri, içinde, içeri girmiş. Hareket-i dâhil : ilmiye sınıfında ilk derece. İbtidâ-i dâhil : medresede başlangıç.

dahil ::: (a. s. dühûl'den) : yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış.

dâhil ::: iç, içeri, içinde.

dahîl ::: yabancı, sığıntı.

Dahil :::


  1. İç, içeri
    Örnek: Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar... Atatürk

  2. İçinde, ... ile birlikte
    Örnek: Bütün bu insanlar, amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir. T. Buğra

  3. Bir işe karışmış olma, karışma.

  4. Osmanlılarda bilginler sınıfına (ilmiyeye) özgü bir aşama.

dâhil ::: iç , içeri , içinde

dahîl ::: yabancı

dâhil ::: ‬iç

dâhil ::: içeri

dâhil ::: (a. s.) iç, içeri, içinde, içeri girmiş. Hareket-i dâhil : ilmiye sınıfında ilk derece. İbtidâ-i dâhil : medresede başlangıç.

dahil ::: (a. s. dühûl'den) yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış.

dahil ::: iç

dâhil ::: iç, içeri

DAHÎL :::

Yabancı, sığınan, sığınmış. Muhacir. * Birisinin içyüzü, niyet ve mezhebi. Dâhil ve içerde. Birisinin bütün gizli ve sırlı işlerine vâkıf olan dost ve hemdemi. * Evvelâ alâkasız olup sonradan bir cemaate dâhil olan. * Edb: Başka bir dilden olup, sonradan diğer bir dile geçen kelime. * Tıb: Vücud âzalarında birbirine girmiş ve sokulmuş olan mafsallar.

DAHİL :::

Hayrette kalan kimse

DÂHİL :::

İçeri. İç. İçinde. İçeri girmi