Çağdaş Sözlük

havari ~ حواری

Redhouse Sözlüğü - havari ~ حواری maddesi. Sayfa: 810 - Sira: 21

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü havari - حواری ingilizce anlamı, حواری - havari osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حواری - havari kelimesi nasıl geçiyor. havari osmanlıca nasıl yazılır. havari nedir, havari ne demek arapca yazılışı.

حواری means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حواری. حواری attoman turkish I mean, حواری What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حواری, Ottoman Turkish English Dictionary

حواری ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حواری تعني باللغة الإنجليزية. حواری ماذا يعني في اللغة العثمانية. حواری ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حواری

حواری چه کلمات انگلیسی چیست؟ حواری به معنای انگلیسی. حواری چه در زبان عثمانی بود. حواری به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حواری

havari ~ حواری güncel sözlüklerde anlamı:

HAVARi ::: Yardımcı. * Hz. İsa'nın (A.S.) yardımcı ve sahabeleri olan 12 zâttan her biri.

havârî ::: (a. i. c. havâriyyûn) : 1) yardımcı. 2) peygamberlerin fikirlerini yaymada yardımları dokunan kimselerden her biri. Hz. İsa'nın on iki yardımcısından her biri.

havârî ::: isa aleyhisselâmın yardımcısı.

HAVaRi ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Hani havârîlere; "Bana ve Resûlüme îmân edin" diye ilhâm etmiştim. "Îmân ettik, hakîki müslümanlar olduğumuza sen de şâhid ol" demişlerdi. O vakit havârîler; "Ey Meryem oğlu Îsâ! Rabbin bizim üstümüze gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O (da) Eğer inanmış (adam)larsanız Allah(ın kudretinden ve peygamberliğimden şüpheye sapmak)tan korkun" demişti. (Mâide sûresi: 111-112)

Ey îmân edenler! Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu Îsâ (da) havârîlerine; "Allah'a (yönelmiş olarak) benim yardımcılarım kim (olacak) demiş, havârîler de; "Allah'ın yardımcı (kul)ları biziz (diye) söylemişlerdi. İşte İsrâiloğullarından bir zümre (ona) îmân etmiş, bir zümre de küfürde kalmıştı. Nihâyet biz îmân edenleri düşmanlarına karşı destekledik de bu sûretle gâlib (olarak) çıktılar. (Sâf sûresi: 14)

Îsâ aleyhisselâm otuz yaşında peygamber oldu. Otuz üç yaşında diri olarak göğe kaldırılınca, havârîler dağılıp bu yeni dîni yaymaya çalıştılar. Sonra İncîl diye çeşitli kitaplar yazıldı. Bunlar Îsâ aleyhisselâmı anlatan târih kitaplarına benzer idi. Asıl İncîl, ele geçmemiştir. Îsâ aleyhisselâmdan sonra dînini yayan ve Havârî adı verilen bu kimseler; Şem'un (Petrus), Yuhanna(Jahannes), Büyük Yâkûb, Petrus'un kardeşi olan Andreas, Filip (Philippus), Toma(Thomas), Bartalomi (Bartalomaus), Metiyya (Matthaus), Küçük Yâkûb, Barnabas, Yehûda (Judas) idi. (Yehûda mürted oldu (dinden çıktı). Yerine Matyes seçildi). Havârîlerin reisleri Petrus idi. (Nişâncızâde, Harputlu İshâk Efendi, Abdullah Dağıstânî)

Bolüs adında bir yahûdî, hazret-i Îsâ'ya inandığını söyleyerek ve Îsevîliği yaymaya çalışıyor görünerek gökten inen İncîl'i yok etti. Dört kişi ortaya çıkıp, on iki havârîden işittiklerini yazarak İncîl adında dört kitab meydana geldi ise de Bolüs'ün yalanları bunlara da karıştı. Barnabas adındaki havârî, Îsâ aleyhisselâmdan görüp işittiklerini en doğru şekilde yazdı ise de, Barnabas İncîli de yok edildi. (Harputlu İshak Efendi, Nişâncızâde)

Üç çeşit oruç vardır: Birincisi avâmın yâni câhillerin orucudur. Bunların orucu; yimek, içmek gibi şeylerle bozulur. İkinci derece, havâssın orucudur. Bunların orucu, fıkh kitaplarında bildirilen şeylerle bozulduğu gibi gıybet (başkasının dedi-kodusunu yapmak), yalan söylemek, söz taşımak ve harâma bakmakla bozulur. Üçüncü derecede de Ehass-ül-havâssın (cenâb-ı Hakk'a yakınlık kazananların en hâlisi olanların) orucudur ki, bunların orucu, Allahü teâlâdan başka bir şeyin kalbe girmesi ile bozulur. (İmâm-ı Gazâlî)

Avâmın tövbesi günâhtan; havâssın tövbesi gafletten Allahü teâlâyı unutmaktandır. (Zünnûn-i Mısrî)

Havâss, iyi amelleri (güzel işleri) kendilerinden değil, Allahü teâlâdan bilir. (Ebû Osman Mağribî)

HAVaRi ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Hani havârîlere; "Bana ve Resûlüme îmân edin" diye ilhâm etmiştim. "Îmân ettik, hakîki müslümanlar olduğumuza sen de şâhid ol" demişlerdi. O vakit havârîler; "Ey Meryem oğlu Îsâ! Rabbin bizim üstümüze gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O (da) Eğer inanmış (adam)larsanız Allah(ın kudretinden ve peygamberliğimden şüpheye sapmak)tan korkun" demişti. (Mâide sûresi: 111-112)

Ey îmân edenler! Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu Îsâ (da) havârîlerine; "Allah'a (yönelmiş olarak) benim yardımcılarım kim (olacak) demiş, havârîler de; "Allah'ın yardımcı (kul)ları biziz (diye) söylemişlerdi. İşte İsrâiloğullarından bir zümre (ona) îmân etmiş, bir zümre de küfürde kalmıştı. Nihâyet biz îmân edenleri düşmanlarına karşı destekledik de bu sûretle gâlib (olarak) çıktılar. (Sâf sûresi: 14)

Îsâ aleyhisselâm otuz yaşında peygamber oldu. Otuz üç yaşında diri olarak göğe kaldırılınca, havârîler dağılıp bu yeni dîni yaymaya çalıştılar. Sonra İncîl diye çeşitli kitaplar yazıldı. Bunlar Îsâ aleyhisselâmı anlatan târih kitaplarına benzer idi. Asıl İncîl, ele geçmemiştir. Îsâ aleyhisselâmdan sonra dînini yayan ve Havârî adı verilen bu kimseler; Şem'un (Petrus), Yuhanna(Jahannes), Büyük Yâkûb, Petrus'un kardeşi olan Andreas, Filip (Philippus), Toma(Thomas), Bartalomi (Bartalomaus), Metiyya (Matthaus), Küçük Yâkûb, Barnabas, Yehûda (Judas) idi. (Yehûda mürted oldu (dinden çıktı). Yerine Matyes seçildi). Havârîlerin reisleri Petrus idi. (Nişâncızâde, Harputlu İshâk Efendi, Abdullah Dağıstânî)

Bolüs adında bir yahûdî, hazret-i Îsâ'ya inandığını söyleyerek ve Îsevîliği yaymaya çalışıyor görünerek gökten inen İncîl'i yok etti. Dört kişi ortaya çıkıp, on iki havârîden işittiklerini yazarak İncîl adında dört kitab meydana geldi ise de Bolüs'ün yalanları bunlara da karıştı. Barnabas adındaki havârî, Îsâ aleyhisselâmdan görüp işittiklerini en doğru şekilde yazdı ise de, Barnabas İncîli de yok edildi. (Harputlu İshak Efendi, Nişâncızâde)

Üç çeşit oruç vardır: Birincisi avâmın yâni câhillerin orucudur. Bunların orucu; yimek, içmek gibi şeylerle bozulur. İkinci derece, havâssın orucudur. Bunların orucu, fıkh kitaplarında bildirilen şeylerle bozulduğu gibi gıybet (başkasının dedi-kodusunu yapmak), yalan söylemek, söz taşımak ve harâma bakmakla bozulur. Üçüncü derecede de Ehass-ül-havâssın (cenâb-ı Hakk'a yakınlık kazananların en hâlisi olanların) orucudur ki, bunların orucu, Allahü teâlâdan başka bir şeyin kalbe girmesi ile bozulur. (İmâm-ı Gazâlî)

Avâmın tövbesi günâhtan; havâssın tövbesi gafletten Allahü teâlâyı unutmaktandır. (Zünnûn-i Mısrî)

Havâss, iyi amelleri (güzel işleri) kendilerinden değil, Allahü teâlâdan bilir. (Ebû Osman Mağribî)

Havari :::


  1. Yardımcı.

  2. Bağlı olduğu önderinin düşünce ve inançlarını yayan kimse.

  3. Hz. İsa'nın öğüt ve inançlarını yayma işiyle görevlendirdiği on iki yardımcısından her biri.

  4. İnanç ve öğütlerini yaymak için İsa Peygamberin görevlendirdiği 12 kişiden her biri.

havârî ::: hz. isanın on iki yardımcısından herbiri , isa aleyhisselamın yardımcısı

havari ::: yardımcı , hz , isa'nın yardımcı ve sahabeleri olan 12 zattan her biri

havârî ::: (a. i. c. havâriyyûn) 1) yardımcı. 2) peygamberlerin fikirlerini yaymada yardımları dokunan kimselerden her biri. Hz. İsa'nın on iki yardımcısından her biri.

havari ::: yardımcı

HAVARİ :::

Yardımcı. * Hz. İsa'nın (A.S.) yardımcı ve sahabeleri olan 12 zâttan her biri