Çağdaş Sözlük

hadis ~ حديث

Redhouse Sözlüğü - hadis ~ حديث maddesi. Sayfa: 772 - Sira: 2

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hadis - حديث ingilizce anlamı, حديث - hadis osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حديث - hadis kelimesi nasıl geçiyor. hadis osmanlıca nasıl yazılır. hadis nedir, hadis ne demek arapca yazılışı.

حديث means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حديث. حديث attoman turkish I mean, حديث What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حديث, Ottoman Turkish English Dictionary

حديث ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حديث تعني باللغة الإنجليزية. حديث ماذا يعني في اللغة العثمانية. حديث ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حديث

حديث چه کلمات انگلیسی چیست؟ حديث به معنای انگلیسی. حديث چه در زبان عثمانی بود. حديث به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حديث

hadis ~ حديث güncel sözlüklerde anlamı:

HaDiS ::: Yeni. So adan olan şey. Değişen. Hudus eden.

HADiS ::: Her söylenişinde yeni haber gibi dinlenmeğe lâyık. Peygamberimizin (A.S.M.) sözü, emri ve hareketi. Sünnet-i Nebeviyye. Hadisten bahseden ilim. (Bak: Tevâtür)

hadîs ::: (a. i. c. : ehâdîs) : 1) Peygamberimizin kutsal sözü. 2) hadîsten bahseden ilim.

hadis-i kudsî ::: mânâsı vahyedilen, kelimesi Peygamberimizden sudur eden (çıkan) kutsal söz.

hadîs-i mevzu' ::: bir başkası tarafından söylenip, Peygamberimize isnâd olunan söz.

hadîs-i mürsel ::: Peygamberimiziden işitildiğl söylenilen söz.

hadîsi nebevî ::: (bkz. : hadîs-i kudsî).

hadîs-i sahih ::: doğru ve adaletli bir râvîye dayanan hadîs-i şerîf. 3) s. yeni. taze.

hadîs-üs-sinn ::: (yaşı taze) : genç, delikanlı, (bkz. : nev-civân, hades 4) 4) haber, kıssa, söz, söylenti.

hadis ::: (a. s. hudûs'dan.) : 1) hudûs eden, çıkan, meydana gelen. 2) yeni, yeni çıkan.

hadîs ::: Peygamberimizin sözü.

hâdis ::: so adan var olan.

HaDiS ::: Âlemin hâdis olduğunu gösteren ikinci bir delil de âlemin her zaman bozularak değişmesidir. (Kemahlı Feyzullah)

HADiS ::: Uydurduğu bir süzü, hadîs olarak söyleyen kimse, Cehennem'de azâb görecektir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Hadîs-i şerîfleri, sahîh (doğru) veya bozuk olduğunu bilmeden söylemek, sahîh olsa bile, günâh olur. Böyle kimsenin hadîs-i şerîf okuması câiz olmaz. Hadîs kitablarından hadîs nakletmek için hadîs âlimlerinden icâzet (diploma) almış olmak lâzımdır. (Muhammed Hâdimî)

İmâm-ı Buhârî'nin rivâyet ettiği (naklettiği, bildirdiği) bir hadîs-i şerîfte şöyle buyruldu: İçinizde en sevdiğim kimse, huyu en güzel olandır.

Bir kimse ki, Kur'ândan, hadîsten anlamaz,
Cevâb vermemek gibi, ona cevâb bulunmaz.

(Şeyh Sa'dî)

Hadis :::


  1. Bu söz ve davranışları inceleyen bilim.

  2. Hz. Muhammed'in söz ve davranışları.

hâdis ::: yeni , sonradan var olan , meydana gelen

hadîs ::: hadis , peygamber sözü

hâdis ::: ‬meydana gelen

hâdis ::: yeni

hadîs ::: ‬hadis

hadîs ::: Peygamber sözü

hadis ::: (a. s. hudûs'dan.) 1) hudûs eden, çıkan, meydana gelen. 2) yeni, yeni çıkan.

Hâdis ::: Meydana gelen; çıkan; yeni çıkan

Hâdis ::: Meydana gelen; çıkan; yeni çıkan

hâdis :::

meydana gelen; çıkan; yeni çıkan

HADÎS :::

Her söylenişinde yeni haber gibi dinlenmeğe lâyık. Peygamberimizin (A.S.M.) sözü, emri ve hareketi. Sünnet-i Nebeviyye. Hadisten bahseden ilim. (Bak: Tevâtür

HÂDİS :::

Yeni. Sonradan olan şey. Değişen. Hudus eden