Çağdaş Sözlük

takva ~ تقوی

Redhouse Sözlüğü - takva ~ تقوی maddesi. Sayfa: 579 - Sira: 16

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü takva - تقوی ingilizce anlamı, تقوی - takva osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte تقوی - takva kelimesi nasıl geçiyor. takva osmanlıca nasıl yazılır. takva nedir, takva ne demek arapca yazılışı.

تقوی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language تقوی. تقوی attoman turkish I mean, تقوی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish تقوی, Ottoman Turkish English Dictionary

تقوی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ تقوی تعني باللغة الإنجليزية. تقوی ماذا يعني في اللغة العثمانية. تقوی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية تقوی

تقوی چه کلمات انگلیسی چیست؟ تقوی به معنای انگلیسی. تقوی چه در زبان عثمانی بود. تقوی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت تقوی

takva ~ تقوی güncel sözlüklerde anlamı:

TAKVA ::: Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek. (Bak: Amel-i-sâlih, İttika, Vicdan)(Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def'-i şer, celb-i nef'a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan, def-i mefasid ve terk-i kebair üss-ül esas olup, büyük bir rüçhaniyet kesbetmiş. R.N.)(Ey muhatab olan insanlar! Havf ve reca ortasında bulunmakla, takvayı recâ ederek Rabbinize ibadet ediniz. Bu itibarla insan, ibadetine itimad etmemelidir ve daima ibadetinin artmasına çalışmalıdır. Reca mânası, sâmi' ve müşahidlere göre olursa şöyle te'vil edilecektir:Ey müşahidler! Arslanın pençesini gören adam, o pençenin iktizası olan parçalamayı arslandan ümid ve reca ettiği gibi; siz de, insanları ibadet techizatiyle mücehhez olduklarını gördüğünüzden, onlardan takvayı reca ve intizar edebilirsiniz. Ve keza, ibadetin fıtrî bir iktiza neticesi olduğuna işarettir. Takva, tabakat-ı mezkurenin ibadetlerine terettüb ettiğinden, takvanın bütün kısımlarına, mertebelerine de şamildir. Meselâ: Şirkten takva; kebairden, masivaullahdan kalbini hıfzetmekle takva; ikabdan içtinab etmekle takva; gazabdan tahaffuz etmekle takva. Demek kelimesi bu gibi mertebeleri tazammun eder. Ve keza, ibadetin ancak ihlâs ile ibadet olduğuna ve ibadetin mahzan vesile olmayıp maksud-u bizzat olduğuna; ve ibadetin sevab ve ikab için yapılmaması lüzumuna işarettir. İ.İ.)

takavvî ::: (a. i. kuvvet'den) : kuvvetlenme.

takva ::: (a. i. vikaye'den) : Allah'dankorkma, Allah korkusiyle dînin yasak ettiği şeylerden kaçınma. Ehl-i takva : dînin yasak ettiği şeye sımsıkı bağlı kalan veya kalanlar, (bkz : mütteki).

takva-llah ::: Allah korkusu, (bkz; : havf-i Bârî)

takvâ ::: günahlardan sakınma.

TAKVa ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:

Allahü teâlâ o takvâ sâhiplerini sever. (Âl-i İmrân sûresi: 76)

Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem; "Yâ Rabbî! Bana ilim, hilm, takvâ ve âfiyet ihsân eyle" duâsını çok söylerdi. Duâda geçen ilimden maksad fâideli ilim, yâni îmân, ibâdet, amel ve ahlâk bilgileridir. Hilm ise, yumuşaklık demektir. Âfiyetten murâd; dînin ve îtikâdın, bozuk inançlardan, işlerden, nefsin isteklerinden, kalbin vesvese ve şüphelerinden, bedenin hastalıklarından kurtulmasıdır. (Berîka-Muhammed Hâdimî)

Bütün iyiliklerin temeli takvâdır. (Hâdimî)

Dünyâda felâketlerden, âhirette Cehennem'den, ateşte yanmaktan kurtulmak için iki şey lâzımdır: Emirlere sarılmak, yasaklardan sakınmak! Bu ikisinden en büyüğü, daha lüzumlusu, yasaklardan sakınmak yâni verâ ve takvâdır. (İmâm-ı Rabbânî)

Verâ ve takvâyı tam yapabilmek için, mübahları lâzım olduğu kadar kullanmalı, zarûret miktârını aşmamalıdır. Bu kadarını kullanırken de, kulluk vazîfelerini yapabilmek için kullanmaya niyyet etmelidir. Bir insan, mübah, yâni dînin izin verdiği şeylerden, her istediğini yapar, mübahları aşırı derecede işlerse, şüpheli şeyleri yapmağa başlar. Şüpheliler ise, haram olanlara yakındır. İnsan, bir gün harama düşebilir. (İmâm-ı Rabbânî)

Takva :::


  1. Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme, züht.

  2. Allah'tan korkma.

takvâ ::: günahlardan sakınma , haramdan kaçınma

takva ::: Allah'dan korkma , bütün günahlardan kendini korumak , dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek

takvâ ::: ‬haramdan kaçınma

takavvî ::: (a. i. kuvvet'den) kuvvetlenme.

TAKVA :::

Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğunda şüphesi olan şeylerden çekinmek. (Bak: Amel-i-sâlih, İttika, Vicdan)(Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def'-i şer, celb-i nef'a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan, def-i mefasid ve terk-i kebair üss-ül esas olup, büyük bir rüçhaniyet kesbetmiş. R.N.)(Ey muhatab olan insanlar! Havf ve rec