Çağdaş Sözlük

tedebbür ~ تدبر

Redhouse Sözlüğü - tedebbür ~ تدبر maddesi. Sayfa: 520 - Sira: 13

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü tedebbür - تدبر ingilizce anlamı, تدبر - tedebbür osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte تدبر - tedebbür kelimesi nasıl geçiyor. tedebbür osmanlıca nasıl yazılır. tedebbür nedir, tedebbür ne demek arapca yazılışı.

تدبر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language تدبر. تدبر attoman turkish I mean, تدبر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish تدبر, Ottoman Turkish English Dictionary

تدبر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ تدبر تعني باللغة الإنجليزية. تدبر ماذا يعني في اللغة العثمانية. تدبر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية تدبر

تدبر چه کلمات انگلیسی چیست؟ تدبر به معنای انگلیسی. تدبر چه در زبان عثمانی بود. تدبر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت تدبر

tedebbür ~ تدبر güncel sözlüklerde anlamı:

TEDEBBüR ::: Bir şeyin sonunu düşünmek, tefekkür etmek. Müdebbir olmak, tedbirli olmak. * Arkasını dönmek.

tedebbür ::: (a. i. c. : tedebbürât) : 1) sonunu, hakikati düşünme. 2) arkasını dönme.

tedebbür ::: sonunu düşünme.

TEDEBBüR ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:

Onlar, Kur'ân-ı kerîmi tedebbür etmezler mi? Yoksa (münâfıkların) kalbleri üzerinde (kat kat) kilidler mi var? (Muhammed (aleyhisselâm) sûresi: 24)

Kur'ân-ı kerîmi tedebbür, onun emirleri ve yasaklarını düşünmek demektir. Bu ise, kalb huzûru ve Kur'ân-ı kerîmi okurken zihni toplamakla olur. Kur'ân-ı kerîmi tedebbür için, helalden az yimek ve hâlis niyet şarttır. (İmâm-ı Gazâlî)

Tedebbür, huzûr-ı kalbden yâni, kalbin dünyâ meşgâlelerinden kurtulmasından sonra gelir.Kur'ân-ı kerîm okumaktan maksad, O'nun âyetleri üzerine tedebbür etmektir. Bunun için, Kur'ân-ı kerîmi ağır okumak sünnettir. (İmâm-ı Gazâlî)

tedebbür ::: sonunu düşünme

tedebbür ::: (a. i. c. : tedebbürât) 1) sonunu, hakikati düşünme. 2) arkasını dönme.

TEDEBBÜR :::

Bir şeyin sonunu düşünmek, tefekkür etmek. Müdebbir olmak, tedbirli olmak. * Arkasını dönmek