tecessüs ~ تجسس
Redhouse Sözlüğü - tecessüs ~ تجسس maddesi. Sayfa: 498 - Sira: 24
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü tecessüs - تجسس ingilizce anlamı, تجسس - tecessüs osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte تجسس - tecessüs kelimesi nasıl geçiyor. tecessüs osmanlıca nasıl yazılır. tecessüs nedir, tecessüs ne demek arapca yazılışı.
تجسس means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language تجسس. تجسس attoman turkish I mean, تجسس What is the meaning of the word, what does it mean in turkish تجسس, Ottoman Turkish English Dictionary
تجسس ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ تجسس تعني باللغة الإنجليزية. تجسس ماذا يعني في اللغة العثمانية. تجسس ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية تجسس
تجسس چه کلمات انگلیسی چیست؟ تجسس به معنای انگلیسی. تجسس چه در زبان عثمانی بود. تجسس به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت تجسس
tecessüs ~ تجسس güncel sözlüklerde anlamı:
TECESSüS ::: Gizlice araştırmak. Gizlice bakmak. * İç yüzünü araştırmak. * İç yüzünü araştırma merakı.
tecessüs ::: (a. c. : tecessüsât) : 1) yoklama, araştırma, araştırılma, (bkz. : tahkik, tedkik). 2) bir şeyin iç yüzünü araştırıp sırrını çözmiye çalışma; gözetleme.
tecessüs ::: (a. c. : tecessüsât) : 1) yoklama, araştırma, araştırılma, (bkz. : tahkik, tedkik). 2) bir şeyin iç yüzünü araştırıp sırrını çözmiye çalışma; gözetleme.
tecessüs ::: gizlice araştırma.
TECESSüS ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Ey îmân edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü bâzı zan (vardır ki) günâhtır. Tecessüs etmeyiniz. Biriniz diğerinizi gıybet etmesin. (Hucurât sûresi: 12)
Sû-i zan etmeyiniz (kötü zanda bulunmayınız). Sû-i zan, yanlış karar vermeye sebeb olur. Tecessüs etmeyiniz. Münâkaşa etmeyiniz, birbirinizi çekiştirmeyiniz, kardeş gibi sevişiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulm etmez, yardım eder. Onu kendinden aşağı görmez. (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Tecessüs etmek harâmdır. (Muhammed Hâdimî)
Bir kimsenin muhtâc olduğu malı kazandıktan sonra, fazla çalışmayıp, ibâdet etmesi câizdir. Bunun için, çalışmayıp ibâdet edene sû-i zan (kötü zan) ve tecessüs etmemelidir. İkisi de harâmdır. Fakat çalışmayıp câmide oturarak, Allahü teâlâya tevekkül ediyorum diyene de inanmamalıdır. Bu kimse, çalışmayı terk ettiği için günâh işlemektedir. (Abdülganî Nablüsî)
Tecessüs :::
- Belli etmeden kendini ilgilendirmeyen şeyleri öğrenmeye çalışma
Örnek: Yahya Kemal tecessüsü, üstelemeyi Doğuluların bir kusuru olarak görür. S. Birsel - Merakını gidermeye çalışma, görme, anlama merakı
Örnek: Yenemediğim bir tecessüs beni, bu iki sefilin yanına kadar sürükledi. Y. K. Karaosmanoğlu
tecessüs ::: gizlice araştırma , casusluk etme , araştırma , merak
tecessüs ::: araştırma
tecessüs ::: merak
tecessüs ::: (a. c. : tecessüsât) 1) yoklama, araştırma, araştırılma, (bkz. : tahkik, tedkik). 2) bir şeyin iç yüzünü araştırıp sırrını çözmiye çalışma; gözetleme.
tecessüs ::: (a. c. : tecessüsât) 1) yoklama, araştırma, araştırılma, (bkz. : tahkik, tedkik). 2) bir şeyin iç yüzünü araştırıp sırrını çözmiye çalışma; gözetleme.
TECESSÜS :::