Çağdaş Sözlük

taze ~ تازه

Redhouse Sözlüğü - taze ~ تازه maddesi. Sayfa: 476 - Sira: 20

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü taze - تازه ingilizce anlamı, تازه - taze osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte تازه - taze kelimesi nasıl geçiyor. taze osmanlıca nasıl yazılır. taze nedir, taze ne demek arapca yazılışı.

تازه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language تازه. تازه attoman turkish I mean, تازه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish تازه, Ottoman Turkish English Dictionary

تازه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ تازه تعني باللغة الإنجليزية. تازه ماذا يعني في اللغة العثمانية. تازه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية تازه

تازه چه کلمات انگلیسی چیست؟ تازه به معنای انگلیسی. تازه چه در زبان عثمانی بود. تازه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت تازه

taze ~ تازه güncel sözlüklerde anlamı:

TAZE ::: f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe.

taze ::: (f. s.) : 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

Taze :::


  1. Bozulmamış, bayatlamamış olan
    Örnek: Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. Y. Z. Ortaç

  2. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
    Örnek: Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. M. Ş. Esendal

  3. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
    Örnek: Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. M. Ş. Esendal

  4. Yeni, zamanı geçmemiş
    Örnek: Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. Halikarnas Balıkçısı

  5. Genç kadın
    Örnek: Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. Ö. Seyfettin

tâze ::: körpe , taze , genç

tâze ::: ‬körpe

tâze ::: taze

tâze ::: genç

tâze ::: yeni

taze ::: (f. s.) 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

taze ::: dinç, yaş

TAZE :::

f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe