ta ~ تا
Redhouse Sözlüğü - ta ~ تا maddesi. Sayfa: 470 - Sira: 7
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ta - تا ingilizce anlamı, تا - ta osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte تا - ta kelimesi nasıl geçiyor. ta osmanlıca nasıl yazılır. ta nedir, ta ne demek arapca yazılışı.
تا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language تا. تا attoman turkish I mean, تا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish تا, Ottoman Turkish English Dictionary
تا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ تا تعني باللغة الإنجليزية. تا ماذا يعني في اللغة العثمانية. تا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية تا
تا چه کلمات انگلیسی چیست؟ تا به معنای انگلیسی. تا چه در زبان عثمانی بود. تا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت تا
ta ~ تا güncel sözlüklerde anlamı:
TA ::: Kur'anın alfabesinde üçüncü harfin adıdır. Ebcedî değeri 400'dür.
TA ::: f. Kat. Kıvrım. Büklüm. Misil, mânend. Nihayet. Gayet. Kadar, beri, dek. (mânalarına gelir) Meselâ :
"); tâ ::: (f. i.) : kat, büklüm. Dü-tâ : iki kat, iki büklüm. Yek-tâ : bir kat, tek, birinci, (bkz. : bî-hem-tâ, bî- nazîr).
tâ ::: (f. e.) : kadar, dek, değin, (bkz. : ilâ). tâ-be-ebed : ebediyen. tâ-be-key : ne vakte kadar. tâ-be-sabâh : sabaha kadar. tâ-be-seher : sabaha kadar.
tâ ::: (a. ha.) : Osmanlıca "te" ve "ti" harflerinin Arapça'daki adı. ["te" ince, "ti" kalın t fonemiyle söylenir.
Kasîde-i tâiyye ::: ed. kafiyeleri ile nihâyetlenen kasîde.
tâ-i fevkaniyye ::: tâ-i müsennât : iki noktalı te : (bkz. : tâ-i tavîl).
tâ-i gird ::: yuvarlak t :
tâ-i meftûha ::: üstün (e) okunan te.
tâ-i tavil ::: uzun te.
tâ ::: (a. f. h. a.) : "ti" harfinin bir adı. tâ-i mühmele : noktasız ti ["zı" dan ayırmak için bu ad verilmiştir]
"); târ ::: (f. s.) : 1) karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târ : karanlık gece. 2) i. tel; saç teli târ-ı ud : ud teli. târ-ı zülf : saç teli. 3) i. iplik. târ târ : tel tel, iplik iplik. 4) (dokumada) arş. [zıddı : argaç] . 5) i. tepe.
Ta :::
- Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz
Örnek: Ta karşıda büyük annenin evine kadar götürdüler. Y. K. Beyatlı - Tantal elementinin simgesi.
tâ ::: kat , büklüm , kadar
tâ ::: kat
tâ ::: büklüm
tâ ::: tane
tâ ::: kadar
tâ ::: (f. i.) kat, büklüm. Dü-tâ : iki kat, iki büklüm. Yek-tâ : bir kat, tek, birinci, (bkz. : bî-hem-tâ, bî- nazîr).
tâ ::: (f. e.) kadar, dek, değin, (bkz. : ilâ). tâ-be-ebed : ebediyen. tâ-be-key : ne vakte kadar. tâ-be-sabâh : sabaha kadar. tâ-be-seher : sabaha kadar.
tâ ::: (a. ha.) Osmanlıca
tâ ::: (a. f. h. a.) ti
târ ::: (f. s.) 1) karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târ : karanlık gece. 2) i. tel; saç teli târ-ı ud : ud teli. târ-ı zülf : saç teli. 3) i. iplik. târ târ : tel tel, iplik iplik. 4) (dokumada) arş. [zıddı : argaç] . 5) i. tepe.
TA :::