ihlas ~ اهلاس
Redhouse Sözlüğü - ihlas ~ اهلاس maddesi. Sayfa: 280 - Sira: 13
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ihlas - اهلاس ingilizce anlamı, اهلاس - ihlas osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اهلاس - ihlas kelimesi nasıl geçiyor. ihlas osmanlıca nasıl yazılır. ihlas nedir, ihlas ne demek arapca yazılışı.
اهلاس means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اهلاس. اهلاس attoman turkish I mean, اهلاس What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اهلاس, Ottoman Turkish English Dictionary
اهلاس ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اهلاس تعني باللغة الإنجليزية. اهلاس ماذا يعني في اللغة العثمانية. اهلاس ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اهلاس
اهلاس چه کلمات انگلیسی چیست؟ اهلاس به معنای انگلیسی. اهلاس چه در زبان عثمانی بود. اهلاس به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اهلاس
ihlas ~ اهلاس güncel sözlüklerde anlamı:
iHLAS ::: Müşteriyi aldatmak. Müflis olmak.
iHLAS ::: (Hulus. dan) Kalbini safi etmek. İçten, samimi, riyasız sevgi. İçten gelen sevgi ile doğruluk ve bağlılık. * Sırf Allah emretmiş olduğu için ibadet etmek. Yapılan ibadet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakiki ve esas gaye etmeyerek yalnız ve yalnız Allah rızasını esas maksat ve gaye edinmek. İnsanlara riyakârlıktan, gösterişten uzak olmak.(Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde, en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarik-i hakikat, en makbul bir duâ-yı manevî, en kerametli bir vesile-i makasıd, en yüksek bir haslet, en sâfi bir ubudiyet ihlastır....Cenab-ı Hakk'ın rızası ihlas ile kazanılır. Kesret-i etba' ile ve fazla muvaffakiyet ile değildir. Çünkü onlar vazife-i İlâhiyyeye ait olduğu için istenilmez; belki bazan verilir. Evet, bazan bir tek kelime sebeb-i necat ve medar-ı rıza olur. Kemmiyetin ehemmiyeti o kadar medar-ı nazar olmamalı. Çünkü, bazan bir tek adamın irşadı, bin adamın irşadı kadar rıza-yı İlâhîye medar olur. Hem, ihlas ve hakperestlik ise, müslümanların nereden ve kimden olursa olsun, istifadelerine taraftar olmaktır. Yoksa benden ders alıp sevap kazandırsınlar düşüncesi, nefsin ve enaniyetin bir hilesidir. L.)(Cay-ı ibret bir hâdise: Bir vakit İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, bir kâfiri yere atmış. Kılıncını çekip keseceği zaman, o kâfir O'na tükürmüş. O kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir, O'na demiş ki: "Neden beni kesmedin?" Dedi: "Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün; hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için ihlasım zedelendi. Onun için seni kesmedim." O kâfir, O'na dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti. Mâdem dininiz bu derece sâfi ve hâlistir; o din haktır." dedi. M.)
ihlâs ::: (a. i.) : müşteriyi aldatma; iflâs etme.
ihlâs ::: (a. i. hulûs'dan. c. : Ihlâsât) : 1) hâlis, temiz, doğru sevgi. 2) gönülden gelen dostluk, samîmiyet, doğruluk, bağlılık. sûre-i ihlâs (ihlâs sûresi) : Allah'ın birliği akidesini bildirme ve Kur'ân-ı Kerîm'in "Kul hüvallahü ahad..." âyetiyle başlıyan 112 nci sûresi.
ihlâs ::: her işi Allah için yapmak.
iHLaS ::: İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)
Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Mu'âz bin Cebel'i (r.anh) Yemen'e vâli olarak gönderirken:
"İbâdetlerini ihlâs ile yap. İhlâs ile yapılan az amel, kıyâmet günü sana yetişir" buyurdu. (Hilyet-ül-Evliyâ)
İhlâs ile yapılan bir iş, senelerle yapılan ibâdetlerin kazancını hâsıl eder. (İmâm-ı Rabbânî)
İhlâssız amel, sahte para gibidir. Kabûl edilmez. (Seyyid Emîr Külâl)
Sehl-i Tüsterî'ye insanın nefsine en çok ağır gelen nedir? diye sorduklarında, ihlâstır cevâbını verdi. Zîrâ ihlâsta nefsin nasîbi, payı yoktur.
İhlâs elde etmeye çalışanlara muhlis denir. İhlâsı tabiat hâline gelenlere muhlas denir. (İmâm-ı Rabbânî)
Bir de ihlâstır, her işte dâimâ,
Şöyle ki hiç olmaya ucb-u riyâ,
Hem bu ihlâs olmasa makbûl değil,
Tasavuftur ihlâsın kaynağı bil.
(İmâm-ı Rabbânî)
iHLaS ::: İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)
Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Mu'âz bin Cebel'i (r.anh) Yemen'e vâli olarak gönderirken:
"İbâdetlerini ihlâs ile yap. İhlâs ile yapılan az amel, kıyâmet günü sana yetişir" buyurdu. (Hilyet-ül-Evliyâ)
İhlâs ile yapılan bir iş, senelerle yapılan ibâdetlerin kazancını hâsıl eder. (İmâm-ı Rabbânî)
İhlâssız amel, sahte para gibidir. Kabûl edilmez. (Seyyid Emîr Külâl)
Sehl-i Tüsterî'ye insanın nefsine en çok ağır gelen nedir? diye sorduklarında, ihlâstır cevâbını verdi. Zîrâ ihlâsta nefsin nasîbi, payı yoktur.
İhlâs elde etmeye çalışanlara muhlis denir. İhlâsı tabiat hâline gelenlere muhlas denir. (İmâm-ı Rabbânî)
Bir de ihlâstır, her işte dâimâ,
Şöyle ki hiç olmaya ucb-u riyâ,
Hem bu ihlâs olmasa makbûl değil,
Tasavuftur ihlâsın kaynağı bil.
(İmâm-ı Rabbânî)
İhlas :::
- Temiz sevgi ve yürekten bağlılık.
- İbadetlerdeki içtenlik.
- Kur'an surelerinden biri.
ihlâs ::: samimiyet , içtenlik , dürüstlük
ihlâs ::: içtenlik
ihlâs ::: dürüstlük
ihlâs ::: (a. i.) müşteriyi aldatma; iflâs etme.
ihlâs ::: (a. i. hulûs'dan. c. : Ihlâsât) 1) hâlis, temiz, doğru sevgi. 2) gönülden gelen dostluk, samîmiyet, doğruluk, bağlılık. sûre-i ihlâs (ihlâs sûresi) : Allah'ın birliği akidesini bildirme ve Kur'ân-ı Kerîm'in
İHLAS :::