ilah ~ اله
Redhouse Sözlüğü - ilah ~ اله maddesi. Sayfa: 191 - Sira: 12
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ilah - اله ingilizce anlamı, اله - ilah osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اله - ilah kelimesi nasıl geçiyor. ilah osmanlıca nasıl yazılır. ilah nedir, ilah ne demek arapca yazılışı.
اله means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اله. اله attoman turkish I mean, اله What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اله, Ottoman Turkish English Dictionary
اله ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اله تعني باللغة الإنجليزية. اله ماذا يعني في اللغة العثمانية. اله ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اله
اله چه کلمات انگلیسی چیست؟ اله به معنای انگلیسی. اله چه در زبان عثمانی بود. اله به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اله
ilah ~ اله güncel sözlüklerde anlamı:
iLAH ::: Kendine ibadet edilen, Allah (C.C.) Her şeyden çok sevilen, tâzim ve tesbih edilen Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri.(Eğer her şey Cenab-ı Hakk'a isnad edilmezse, bir an-ı vâhidde, gayr-ı mütenahî ilahların isbatı lâzım gelir; ve bütün zerrat-ı kâinattan daha çok olan şu ilahların herbirisi, bütün ilahlara hem zıd hem misil olması lâzım geliyor. Ve aynı zamanda, herbirisi, bütün kâinata elini uzatmış tasarrufatta bulunuyor gibi bir vaziyet alması lâzım gelir. Meselâ: Bal arısının bir ferdini yaratan bir kudretin hükmü bütün kâinata câri ve nâfiz olması lâzımdır. Zira o bal arısı, kâinatın unsurlarına nümunedir; eczasını kâinattan alıyor. Halbuki, vücud sahasında mahal ve makam, yalnız ve yalnız Vacib-ül Ehad'a mahsustur. Eğer eşya kendi nefislerine isnad edilirse, herbir zerreye bir uluhiyet lâzımdır. Meselâ: Ayasofya'nın bânisi inkâr edildiği takdirde, herbir taşı bir Mimar Sinan olması lâzım geliyor. Öyle ise, kâinatın Sânia olan delâleti, kendi nefsine olan delâletinden daha vâzıh, daha zâhir, daha evlâdır. M.N.)
iLAH ::: Arabçadaki "ilâ âhir" kelimesinin kısaltılmışı. "Sonuna kadar, böylece devam eder" demektir.
ilâh ::: (a. i. c. : âline) : mitolojide tanrı, (bkz. : ma'bûd).
ilâh ::: (a. i.) : ve başkaları, ve benzerleri, (v. b.). [Arapça'da : "sonuna kadar, diğerleri de böyledir" mânâsına gelip "ilâ-âhirini" nin kısaltmasıdır]
ilâh ::: ta ı.
iLaH ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Onlar, (kâfirler, müşrikler) o kimselerdir ki, Allah ile berâber başka bir ilâh tanırlar. Onlar, yakında (başlarına gelecek âkıbeti) bileceklerdir. (Hicr sûresi: 96)
Onlar, âlimlerini ve râhiplerini Allah'tan başka ilâhlar edindiler. Meryem'in oğlu Mesîh'i de (ilâh edindiler). Hâlbuki onlar da ancak bir olan Allah'a ibâdet etmekle emrolunmuşlardı. Allahü teâlâdan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden tamâmen münezzehtir. (Tevbe sûresi: 31)
Kim Allahü teâlâdan başka ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın Allahü teâlânın Resûlü olduğuna (gözüyle görmüş gibi) şehâdet ederse, Allahü teâlâ ona Cehennem'i haram kılar. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî)
Îmânın altı şartından birincisi, Allahü teâlânın vâcib-ül-vücûd ve hakîkî ilâh ve bütün varlıkların yaratıcısı olduğuna inanmaktır. (Kemahlı Feyzullah)
iLaH ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Onlar, (kâfirler, müşrikler) o kimselerdir ki, Allah ile berâber başka bir ilâh tanırlar. Onlar, yakında (başlarına gelecek âkıbeti) bileceklerdir. (Hicr sûresi: 96)
Onlar, âlimlerini ve râhiplerini Allah'tan başka ilâhlar edindiler. Meryem'in oğlu Mesîh'i de (ilâh edindiler). Hâlbuki onlar da ancak bir olan Allah'a ibâdet etmekle emrolunmuşlardı. Allahü teâlâdan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden tamâmen münezzehtir. (Tevbe sûresi: 31)
Kim Allahü teâlâdan başka ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın Allahü teâlânın Resûlü olduğuna (gözüyle görmüş gibi) şehâdet ederse, Allahü teâlâ ona Cehennem'i haram kılar. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî)
Îmânın altı şartından birincisi, Allahü teâlânın vâcib-ül-vücûd ve hakîkî ilâh ve bütün varlıkların yaratıcısı olduğuna inanmaktır. (Kemahlı Feyzullah)
İlah :::
- Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan, herhangi bir işte başarılı olmuş, en üst dereceye ulaşmış.
- Çok tanrıcılıkta Tanrı.
- Allah.
ilâh ::: tanrı , ve benzerleri , ve diğerleri , ilah
ilâh ::: ve benzerleri
ilâh ::: ve diğerleri
ilâh ::: tanrı
ilâh ::: ilah
ilâh ::: (a. i. c. : âline) mitolojide tanrı, (bkz. : ma'bûd).
ilâh ::: (a. i.) ve başkaları, ve benzerleri, (v. b.). [Arapça'da :
İLAH :::