akraba ~ اقربا
Redhouse Sözlüğü - akraba ~ اقربا maddesi. Sayfa: 165 - Sira: 20
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü akraba - اقربا ingilizce anlamı, اقربا - akraba osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اقربا - akraba kelimesi nasıl geçiyor. akraba osmanlıca nasıl yazılır. akraba nedir, akraba ne demek arapca yazılışı.
اقربا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اقربا. اقربا attoman turkish I mean, اقربا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اقربا, Ottoman Turkish English Dictionary
اقربا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اقربا تعني باللغة الإنجليزية. اقربا ماذا يعني في اللغة العثمانية. اقربا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اقربا
اقربا چه کلمات انگلیسی چیست؟ اقربا به معنای انگلیسی. اقربا چه در زبان عثمانی بود. اقربا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اقربا
akraba ~ اقربا güncel sözlüklerde anlamı:
AKRABA ::: Aralarında soyca, nesebce yakınlık olanlar. Yakınlar.
akrabâ ::: (a. i.) : aralarında soy yakınlığı olanlar, [aslı akribâ’dır], (bkz. : akribâ).
akrabâ ::: yakınlar, hısımlar.
AKRABa ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Akrabâna (onları gözetmek, ziyâret etmek ve yardım etmek), fakîre ve yolcuya (durumlarına göre zekât ve yiyecek vermek sûretiyle) hakkını ver! Elindekini isrâf etme. (İsrâ sûresi: 26)
Ey ümmetim! Beni Peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, fakîr akrabâsı varken, başkalarına verilen zekâtı Allahü teâlâ kabûl etmez. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb)
Akrabânıza yardım ve iyilik ediniz. Hâllerini, hatırlarını sorunuz. Muhtâç iseler ellerinden tutunuz. Onları incitmekten çok sakınınız. Babanızın emrinden sakın çıkmayınız. Amcanızın derdiyle dertleniniz. Dayınızın hâlinden gâfil olmayınız. Diğer akrabânızı akrabâlık derecesine göre arayınız ve onlara yardımcı olunuz. Böyle yaparsanız Allahü teâlânın ikrâm ve ihsânlarına kavuşursunuz. (Muhammed Rebhâmî)
Akraba :::
- Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
Örnek: Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler. Y. K. Beyatlı - Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler.
- Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular.
- Aynı kandan gelen ya da geldiklerine inanan bireylerle, birtakım uygulama ve kutsamalarla aralarında kan birliği sağlanan bireylere verilen ad. bk.akrabalık, dirimbilimselakraba, atasoyluakrabalık.
akrabâ ::: yakınlar , akraba
akraba ::: aralarında soyca , nesebce yakınlık olanlar , yakınlar
akrabâ ::: akraba
akrabâ ::: yakınlar
akrabâ ::: (a. i.) aralarında soy yakınlığı olanlar, [aslı akribâ’dır], (bkz. : akribâ).
akraba ::: hısım, kohum
AKRABA :::