Çağdaş Sözlük

ikrar ~ اقرار

Redhouse Sözlüğü - ikrar ~ اقرار maddesi. Sayfa: 165 - Sira: 10

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ikrar - اقرار ingilizce anlamı, اقرار - ikrar osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اقرار - ikrar kelimesi nasıl geçiyor. ikrar osmanlıca nasıl yazılır. ikrar nedir, ikrar ne demek arapca yazılışı.

اقرار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اقرار. اقرار attoman turkish I mean, اقرار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اقرار, Ottoman Turkish English Dictionary

اقرار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اقرار تعني باللغة الإنجليزية. اقرار ماذا يعني في اللغة العثمانية. اقرار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اقرار

اقرار چه کلمات انگلیسی چیست؟ اقرار به معنای انگلیسی. اقرار چه در زبان عثمانی بود. اقرار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اقرار

ikrar ~ اقرار güncel sözlüklerde anlamı:

iKRAR ::: Açıktan söylemek. Kabul ve tasdik etmek. Hakkı itiraf etmek. Karar vermek. Mukarrer kılmak. * Fık: Bir kimseye diğerinin kendisinde olan hakkını haber vermek.

ikrar ::: (a. i. karar'dan) : 1) saklamayıp söyleme, (bkz. : i'tirâf). 2) dil ile söyleme, bildirme. 3) tasdik, kabul. 4) huk. birinin, başka birinin, kendisinde olan hakkını, alacağını haber vermesi.

ikrar bi-l-kitâbe ::: birinin, başka bir kimseye olan vereceğini yazı ile bildirmesi.

ikrâr-ı marîz ::: ölüm döşeğinde iken edilen ikrar, vasiyetname.

ikrâr ::: söyleme, dile getirme.

iKRaR ::: Îmân etmek için kelime-i şehâdeti dil ile ikrar edip, mânâsına kalb ile inanmak lâzımdır. Kelime-i şehâdet ve mânâsı şöyledir: (Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh= Yerde ve gökte, Allahü teâlâdan başka ibâdet edilmeye hakkı olan ve tapılmaya lâyık olan hiçbir şey ve hiçbir kimse yoktur. Hakîki mâbûd ancak Allahü teâlâdır. Muhammed aleyhisselâm adındaki yüce zât, Allahü teâlânın kulu ve Resûlüdür, yâni peygamberidir). (İmâm-ı Gazâlî)

Ey oğul! Akşam, sabah Âmentüyü okuyarak îmânını tâzele!Âmentü, îmânın altı şartını bildirmektedir. Âmentü'nün manâsını da ezberle ve çoluk-çocuğuna da ezberlet! Çünkü, ne zaman öleceğiniz belli değildir. Dâimâ kelime-i tevhîd (lâ ilâhe illallâh sözünü) oku ve inanılması lâzım olan altı şeyi iyi öğren, tasdîk (kalb ile inan) ve ikrâr eyle ve onlara da öğret! Bunları bilmeyenlerin îmânı olmaz. (Süleymân bin Cezâ)

2. Bir kimsenin kendisiyle alâkalı olup, başkasına âit bulunan bir şeyi haber vermesi, îtirâf etmesi.

Süt emmek, mal ikrâr etmek gibi, evlenecek veya evli erkeğin söylemesi ve sözünde ısrar etmesi ile veya âdil iki erkeğin ve bir erkekle iki kadının şâhid olması ile belli olur. (İbn-i Nüceym)

İkrar :::


  1. Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme.

  2. Bildirme.

  3. Benimseme, onama, kabul, tasdik.

  4. tanıma.

ikrâr ::: dile getirme , itiraf

ikrâr ::: ‬itiraf

ikrâr ::: dile getirme

ikrâr ::: kabullenme

İkrar ::: Aleyhine hukuki neticeler husule getirebilen maddi veya hukuki bir vakıanın doğruluğunu tasdiktir.

İkrar ::: Saklamayıp söyleme; bildirme; açıkça söyleme; kabul

ikrar ::: kabul, tasdik

ikrar :::

saklamayıp söyleme; bildirme; açıkça söyleme; kabul

İKRAR :::

Açıktan söylemek. Kabul ve tasdik etmek. Hakkı itiraf etmek. Karar vermek. Mukarrer kılmak. * Fık: Bir kimseye diğerinin kendisinde olan hakkını haber vermek