Çağdaş Sözlük

iftikar ~ افتخار

Redhouse Sözlüğü - iftikar ~ افتخار maddesi. Sayfa: 154 - Sira: 26

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü iftikar - افتخار ingilizce anlamı, افتخار - iftikar osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte افتخار - iftikar kelimesi nasıl geçiyor. iftikar osmanlıca nasıl yazılır. iftikar nedir, iftikar ne demek arapca yazılışı.

افتخار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language افتخار. افتخار attoman turkish I mean, افتخار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish افتخار, Ottoman Turkish English Dictionary

افتخار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ افتخار تعني باللغة الإنجليزية. افتخار ماذا يعني في اللغة العثمانية. افتخار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية افتخار

افتخار چه کلمات انگلیسی چیست؟ افتخار به معنای انگلیسی. افتخار چه در زبان عثمانی بود. افتخار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت افتخار

iftikar ~ افتخار güncel sözlüklerde anlamı:

iFTiKAR ::: Yoksulluğunu, fakirliğini açığa vurmak. * Çok ihtiyacı olmak. * Tevazu'. Alçak gönüllülük.

iftihâr ::: (a. i. fahr'den.) : 1) öğünme; koltuk kabartma. 2) şeref, şan.

iftihâr-ül-ulemâ, iftihâr-ül-emâsil, iftihâr-üs-şuarâ ::: ulemânın (sarıklılar) sânına, benzerlerinin ve şâirlerin övünmelerine sebebolan. [sarıklılar için kullanılan resmî tâbir].

iftikar ::: ("ka" uzun okunur.a. i. fakr'den.) : 1) fakirlik gösterme. 2) büyük, çok ihtiyâcı olma. 3) alçak gönüllülük, (bkz. : tevazu').

iftikar ::: fakirliğini bilip gösterme.

iFTiKaR ::: Hâlık (yaratıcı) ve râzık (rızıklandırıcı) Allahü teâlâdır. İnsana hâlık ve râzık demek küfrdür. İnsanın sıfat-ı asliyesi (her zaman bulunan özelliği) acz (elinden birşey gelmeme) ve iftikârdır (İmâm-ı Birgivî)

iftihâr ::: övünme , kıvanma , övünmek , iftihar etmek

iftikâr ::: yoksulluk çekme

iftihâr ::: ‬övünme

iftihâr ::: kıvanma

iftihâr ::: kıvanç

iftikâr ::: ‬yoksulluk çekme

iftikar ::: Yoksulluğunu, fakirliğini açığa vurmak

iftikar ::: (

İFTİKAR :::

Yoksulluğunu, fakirliğini açığa vurmak. * Çok ihtiyacı olmak. * Tevazu'. Alçak gönüllülük