Çağdaş Sözlük

irsad ~ ارثاد

Redhouse Sözlüğü - irsad ~ ارثاد maddesi. Sayfa: 63 - Sira: 27

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü irsad - ارثاد ingilizce anlamı, ارثاد - irsad osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ارثاد - irsad kelimesi nasıl geçiyor. irsad osmanlıca nasıl yazılır. irsad nedir, irsad ne demek arapca yazılışı.

ارثاد means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ارثاد. ارثاد attoman turkish I mean, ارثاد What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ارثاد, Ottoman Turkish English Dictionary

ارثاد ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ارثاد تعني باللغة الإنجليزية. ارثاد ماذا يعني في اللغة العثمانية. ارثاد ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ارثاد

ارثاد چه کلمات انگلیسی چیست؟ ارثاد به معنای انگلیسی. ارثاد چه در زبان عثمانی بود. ارثاد به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ارثاد

irsad ~ ارثاد güncel sözlüklerde anlamı:

iRSAD ::: Gözetlemek. * Hâzır ve âmâde eylemek. * Mükâfat vermek. * Edb: Secili ve kâfiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp, ondan so a gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır. Meselâ:Elemin Kays'a kıyas etme din-i mahzunun, Yok idi aklı ne derdi var idi Mecnunun.(Baki)Birinci mısrada "Kays" isminin geçmesi, ikinci mısrada ise "Yok idi aklı, ne derdi var idi." denmesi sözün sonunun "Mecnun" olacağını hemen akla getirmektedir.

irsâd ::: (a. i.) : 1) hazırlama. 2) hazır olma. 3) ed. seci'li ve kafiyeli olan bir sözün sonu, neden ibaret bulunduğunu sözle bildirme. 4) beytülmale âit bir mülkün rakabesi kemâkân beytülmâlin olmak üzere menfaatin sultan tarafından bir cihete tahsîs olunması.

irsâd-ı gayr-i sahih ::: huk. [eskiden] haztneye âit bir kısım varidatı, hazîne masraflarından olmıyan bir cihete tahsîs.

irsâd-ı sahih ::: huk. [eskiden] hazîneye âit bir kısım varidatı, hazîne masraflarına dâhil bir cihete tahsîs etme.

irsâd-ı vakf ::: huk. [eskiden] rakabesi beytülmale (hazîneye) sit bir mülkün menfaatini, ülü-lemr'in, hazîneden istihkakı olan kimseye tâyin ve tahsîs etmesi, [bu kabil vakıflara "tahsîsat" ıtlak olunur]

irsâd ::: (a. i. rüşd'den. c. : irşâdât) : 1) doğru yolu gösterme, uyarma. 2) tas. irfan sahibi birinin, bir kimseye tarîkatı ve tanrı yolunu göstermesi.

irsâd-ül-mürid ::: afyonkarahisarlı şeyh kasım bin mahmûd'un 1421 (h. 825) yılında meydana getirerek m. murad'a sunduğu mirsâd-ül-ibâd tercümesidir.

irsad ::: gözetlemek , hazır ve amade eylemek , mükafat vermek , edb: secili ve kafiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp , ondan sonra gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır , mesela:elemin kays'a kıyas etme din-i mahzunun , yok idi aklı ne derdi var idi mecnunun , (baki)birinci mısrada "kays" isminin geçmesi , ikinci mısrada ise "yok idi aklı , ne derdi var idi , " denmesi sözün sonunun "mecnun" olacağını hemen akla getirmektedir

İRSAD :::

Gözetlemek. * Hâzır ve âmâde eylemek. * Mükâfat vermek. * Edb: Secili ve kâfiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp, ondan sonra gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır. Meselâ:Elemin Kays'a kıyas etme din-i mahzunun, Yok idi aklı ne derdi var idi Mecnunun.(Baki)Birinci mısrada "Kays" isminin geçmesi, ikinci mısrada ise "Yok idi aklı, ne derdi var idi." denmesi sözün sonunun "Mecnun" olacağını hemen akla getirmektedir.