Çağdaş Sözlük

ara ~ ارا

Redhouse Sözlüğü - ara ~ ارا maddesi. Sayfa: 55 - Sira: 21

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ara - ارا ingilizce anlamı, ارا - ara osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ارا - ara kelimesi nasıl geçiyor. ara osmanlıca nasıl yazılır. ara nedir, ara ne demek arapca yazılışı.

ارا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ارا. ارا attoman turkish I mean, ارا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ارا, Ottoman Turkish English Dictionary

ارا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ارا تعني باللغة الإنجليزية. ارا ماذا يعني في اللغة العثمانية. ارا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ارا

ارا چه کلمات انگلیسی چیست؟ ارا به معنای انگلیسی. ارا چه در زبان عثمانی بود. ارا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ارا

ara ~ ارا güncel sözlüklerde anlamı:

aRa ::: f. Süsleyen. Bezeyen.

aRa ::: Fikirler. Reyler.

ARa ::: Mıntıka, bölge. * Komşuluk. * Avlu. * Çıplaklık. * Geniş, çıplak arazi.

ârâ ::: fikirler, reyler.

Ara :::


  1. İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe.

  2. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla.

  3. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
    Örnek: Aralarına yabancı sokmak, nezaketsizlik olur. M. Yesarî

  4. Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi

  5. Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, antrakt.

  6. Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.

  7. Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi.

  8. Aralık.

  9. Sinemalarda gösterim başlarında ya da ortalarında verilenara.T. : antrakt  

Âra ::: Reyler; oylar

ârâ ::: süsleyen , fikirler , reyler

ârâ ::: ‬süsleyen

Âra ::: Reyler; oylar

ara ::: açıklık, aralık, fasıla, mesafe, ortam

ara :::

âra - reyler; oylar

ARÂ :::

Mıntıka, bölge. * Komşuluk. * Avlu. * Çıplaklık. * Geniş, çıplak arazi

ÂRÂ :::

f. Süsleyen. Bezeyen