Çağdaş Sözlük

edim ~ اديم

Redhouse Sözlüğü - edim ~ اديم maddesi. Sayfa: 53 - Sira: 10

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü edim - اديم ingilizce anlamı, اديم - edim osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اديم - edim kelimesi nasıl geçiyor. edim osmanlıca nasıl yazılır. edim nedir, edim ne demek arapca yazılışı.

اديم means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اديم. اديم attoman turkish I mean, اديم What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اديم, Ottoman Turkish English Dictionary

اديم ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اديم تعني باللغة الإنجليزية. اديم ماذا يعني في اللغة العثمانية. اديم ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اديم

اديم چه کلمات انگلیسی چیست؟ اديم به معنای انگلیسی. اديم چه در زبان عثمانی بود. اديم به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اديم

edim ~ اديم güncel sözlüklerde anlamı:

EDiM ::: Sahtiyan, tabaklanmış deri. * Satıh, yüz, zemin.

edim ::: (a. i.) : 1) tabaklanmış deri. 2) satıh, yüz.

edim-i arz ::: yer yüzü.

Edim :::


  1. Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil.

  2. İnsan davranışı.

  3. Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz.

  4. Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış.

  5. 1- (Skolastik felsefede) Aristoteles'in energeia = gerçekleşme, etkinleşme kavramının çevirisi. Her değişme a. olanaklı; b. tamamlanmak üzere, gerçekleşmek üzere; c. tamamlanmış durumda olabilir. Aristoteles gizil olmayı, olabilir durumda olmayı dile getiren a ile bu değişmenin sonucu olan gerçekleşmiş olmayı dile getiren c arasında bulunan b durumunu genellikle energeia olarak belirtir. 2- (Yeni Felsefede) İnsan bilinç ve eyleminin tek tek davranışları;edimin varlığı gerçekleşmeye dayanır; nesnel olarak verilmiş değildir, ancak gerçekleşmede kavranılır olur. Heredimin özünde bir şeye yönelme, bir şeyi erek edinme vardır.T. : fiil, amel

edîm ::: tabaklanmış deri , yüzey

edim ::: sahtiyan , tabaklanmış deri , satıh , yüz , zemin

edîm ::: ‬tabaklanmış deri

edîm ::: yüzey

edîm ::: yüz

Edim ::: Aralarındaki borç ilişkisi dolayısıyla alacaklının isteyebileceği, borçlunun da yerine getirmekle yükümlü bulunduğu bir davranış biçimi

Edim ::: Aralarındaki borç ilişkisi dolayısıyla alacaklının isteyebileceği, borçlunun da yerine getirmekle yükümlü bulunduğu bir davranış biçimi

edim ::: amel, fiil, ivaz

edim :::

Aralarındaki borç ilişkisi dolayısıyla alacaklının isteyebileceği, borçlunun da yerine getirmekle yükümlü bulunduğu bir davranış biçimi

EDİM :::

Sahtiyan, tabaklanmış deri. * Satıh, yüz, zemin