Çağdaş Sözlük

asa ~ آسا

Redhouse Sözlüğü - asa ~ آسا maddesi. Sayfa: 83 - Sira: 35

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü asa - آسا ingilizce anlamı, آسا - asa osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte آسا - asa kelimesi nasıl geçiyor. asa osmanlıca nasıl yazılır. asa nedir, asa ne demek arapca yazılışı.

آسا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language آسا. آسا attoman turkish I mean, آسا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish آسا, Ottoman Turkish English Dictionary

آسا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ آسا تعني باللغة الإنجليزية. آسا ماذا يعني في اللغة العثمانية. آسا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية آسا

آسا چه کلمات انگلیسی چیست؟ آسا به معنای انگلیسی. آسا چه در زبان عثمانی بود. آسا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت آسا

asa ~ آسا güncel sözlüklerde anlamı:

ASA ::: Genişlik. Zuhur, meydana çıkma. Büyük kadeh.

ASA ::: Değnek. Baston, sopa.

ASA ::: f. (Gibi) manasına gelerek birleşik kelimeler yapılır. (Teşbih edatıdır.)

ASA ::: f. Esneme. * Vakar, ciddilik. * Süs, zinet.

ASa ::: (Fiil veya harftir) Ümid veya korku bildirir. Şek ve yakin manalarına delalet eder; (ola ki, şayet ki, meğer ki, olur, gerektir) manalarına gelir. (Kâde) $ fiiline benzer. Ekseri, (lâkin) (leyte) mânasına temenni için kullanılır. Hitab-ı İlahî kısmında yakîn ve vücubu ifade eder.

asâ ::: (a. i. c. : a'sâ) : 1) değnek, sopa. 2) dervişlerin taşıdıkları sopa.

âsâ-yi Mûsâ ::: Hz. Mûsâya Allah tarafından mucize olarak verilen ve yılan hâline giren değnek.

âsâ ::: (f. i.) : 1) esneme. 2) vakar, ciddîlik. 3) süs, bezek.

-âsâ ::: (f. e.) : gibi. Cennet-âsâ cennet gibi. (bkz. : mânend, veş).

asâ ::: baston, sopa, değnek.

âsâ ::: "benzer, gibi" mânâsında son ek.

ASa ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

Biz Mûsâ'ya dedik ki: Korkma! Sen onlara elbette gâlip geleceksin. Elindeki asânı yere bırakıver. (Onların asâlarının iplerinin çokluğuna, bunların yılan şeklinde görünmelerine aldırma ki) senin asân, onların yaptıklarının hepsini yutar. Zîrâ onların yaptıkları şeyler (ip ve asâların yılan şeklinde görünmesi), sihirbazlık hîlesidir. Sâhir (sihir, büyü yapan) nerede olsa felâh bulamaz. (Tâhâ sûresi: 68, 69)

Gök yüzünde Îsâ ile,
Tûr Dağı'nda Mûsâ ile,
Elindeki asâ ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

(Yûnus Emre)

âsâ ::: değnek , sopa , baston , gibi

asa ::: genişlik , zuhur , meydana çıkma , büyük kadeh , değnek , baston , sopa , (gibi) manasına gelerek birleşik kelimeler yapılır , (teşbih edatıdır , ) , esneme , vakar , ciddilik , süs , zinet

asâ ::: ‬değnek

asâ ::: sopa

asâ ::: derviş değneği

âsâ ::: ‬gibi

âsâ ::: (f. i.) 1) esneme. 2) vakar, ciddîlik. 3) süs, bezek.

-âsâ ::: (f. e.) gibi. Cennet-âsâ cennet gibi. (bkz. : mânend, veş).

asa ::: baston

ASA :::

f. (Gibi) manasına gelerek birleşik kelimeler yapılır. (Teşbih edatıdır

ASÂ :::

(Fiil veya harftir) Ümid veya korku bildirir. Şek ve yakin manalarına delalet eder; (ola ki, şayet ki, meğer ki, olur, gerektir) manalarına gelir. (Kâde) $ fiiline benzer. Ekseri, (lâkin) (leyte) mânasına temenni için kullanılır. Hitab-ı İlahî kısmında yakîn ve vücubu ifade eder.