batıl ~ باطل
Redhouse Sözlüğü - batıl ~ باطل maddesi. Sayfa: 328 - Sira: 21
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü batıl - باطل ingilizce anlamı, باطل - batıl osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte باطل - batıl kelimesi nasıl geçiyor. batıl osmanlıca nasıl yazılır. batıl nedir, batıl ne demek arapca yazılışı.
باطل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language باطل. باطل attoman turkish I mean, باطل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish باطل, Ottoman Turkish English Dictionary
باطل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ باطل تعني باللغة الإنجليزية. باطل ماذا يعني في اللغة العثمانية. باطل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية باطل
باطل چه کلمات انگلیسی چیست؟ باطل به معنای انگلیسی. باطل چه در زبان عثمانی بود. باطل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت باطل
batıl ~ باطل güncel sözlüklerde anlamı:
BATIL ::: Hakikatsız, hurafe. Hak ve doğru olmayan, yalan. Şartlarını yapmamakla kabul olmayan ibadet ve muâmele. Meselâ: Bir özür bulunmaksızın taharetsiz kılınan namaz gibi. (Bak: Fasid)(Bir bayram akşamı, gökte ay ve hilâli arıyanlar içinde, ihtiyar bir zat da bulunur. Bu zat, gökteki hilâli görmek için bütün kasıd ve dikkatiyle nazarını göğe tevcih edip, hilâli araştırmakla meşgul iken, gözünün kirpiklerinden uzanan ve gözünün hadakası üzerine eğilen beyaz bir kıl, nasılsa gözüne ilişir. O zat, derhâl : "Hilâli gördüm."der, "İşte bu gördüğüm aydır." diye hükmeder.İşte sathî ve dikkatsiz nazarlar bu gibi hatalara düştükleri gibi, yüksek bir cevhere ve mükerrem bir mahiyete mâlik olan insan, kasdı ve dikkati ile daima hak ve hakikatı ararken, bazan sathî ve dikkatsiz bir nazarla bâtıla bakar. O bâtıl da; ihtiyarsız, talebsiz, davetsiz fikrine gelir. Fikri de, çâr nâçâr alır saklar; yavaş yavaş kabul ve tasdikine mazhar olur. Fakat onun o bâtılı kabul ve tasdiki, bütün hikmetlerin mercii olan nizam-ı âlemden gaflet etmesinden ve madde ile hareketinin ezeliyete zıd olduğuna körlük gösterdiğinden ileri gelmiştir ki, şu garip nakışları ve acib san'at eserlerini esbab-ı câmideye isnad etmek mecburiyetiyle o dalâletlere düşmüşlerdir. İ.İ.)
bâtil ::: (a. s. butlân'dan.) : boş, beyhude; yalan; çürük.
bâtıl ::: boş, yalan, çürük.
BaTIL ::: En güzel söz, (şâir) Lebîd'in "Allahü teâlâdan başka her şey bâtıldır" sözüdür. (Hadîs-i şerîf-Tefsîr-i Mazharî)
2. Abes, boş, boşuna, sebebsiz yere, yok yere.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Göğü, yeri ve bunların arasında bulunan şeyleri biz bâtıl olarak yaratmadık. (Bilâkis, kudretimize ve birliğimize delîl olsunlar diye yarattık.) (Sâd sûresi: 27)
3. Hırsızlık, gasb, kumar gibi dînin helâl etmediği, izin vermediği kazanç yolu.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Aranızda birbirinizin mallarını bâtıl (yollar) ile yemeyin. (Bekara sûresi: 188)
Bir kimsenin malını içki, kumar ve zinâ gibi dînin yasakladığı şeylere harcaması da bâtıl (yol) ile yemektir. (Yûsuf Sinânüddîn)
4. Şirk, putlara tapmak.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Hak (İslâmiyet) gelince bâtıl gider. Bâtıl her zaman gidicidir. (İsrâ sûresi: 81)
Batıl :::
- Doğru ve haklı olmayan.
- Çürük, temelsiz, asılsız.
- Geçersiz
Örnek: Bütün kıymet hükümlerinin batıl ve bütün ölçülerin bozuk olduğunu ispat yolunda birbiriyle müsabaka eden muharrir ve mütefekkirlerin adedi, o devirde, sayılmayacak kadar çoktu. Y. K. Karaosmanoğlu - Asılsız.
- çürük. ~ muâmele: çürük işlem.
bâtıl ::: boş , hurafe , hükümsüz , yalan
bâtıl ::: hükümsüz
bâtıl ::: boş
bâtil ::: (a. s. butlân'dan.) boş, beyhude; yalan; çürük.
Batıl ::: Doğru ve haklı olmayan; çürük; bozuk; sakat; boş; hukuken geçersiz; dayanaksız; temelsiz; beyhude; hüküm ifade etmeyen
Batıl ::: Doğru ve haklı olmayan; çürük; bozuk; sakat; boş; hukuken geçersiz; dayanaksız; temelsiz; beyhude; hüküm ifade etmeyen
batıl ::: asılsız, çürük
batıl :::
BATIL :::