Çağdaş Sözlük

yemin ~ يمین

Redhouse Sözlüğü - yemin ~ يمین maddesi. Sayfa: 2210 - Sira: 31

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü yemin - يمین ingilizce anlamı, يمین - yemin osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte يمین - yemin kelimesi nasıl geçiyor. yemin osmanlıca nasıl yazılır. yemin nedir, yemin ne demek arapca yazılışı.

يمین means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language يمین. يمین attoman turkish I mean, يمین What is the meaning of the word, what does it mean in turkish يمین, Ottoman Turkish English Dictionary

يمین ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ يمین تعني باللغة الإنجليزية. يمین ماذا يعني في اللغة العثمانية. يمین ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية يمین

يمین چه کلمات انگلیسی چیست؟ يمین به معنای انگلیسی. يمین چه در زبان عثمانی بود. يمین به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت يمین

yemin ~ يمین güncel sözlüklerde anlamı:

YEMiN ::: Sözü Allah'ı (C.C.) zikrederek kuvvetlendirmek. Kasem. * El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. * Mübarek. * Sağ taraf, sağ el.

yemîn ::: (a. s. c. : eymân) : 1) sağ, sağ taraf; sağ el. Kedd-i yemîn : el emeği; el emeği ile kazanılan. 2) and. (bkz. : kasem).

yemîn-bi-llâh ::: Allah'ın kutsal adına olan yemin, (bkz. : kasem-bi-llâh).

yemîn-fi-l-isbât ::: huk. bir şey yapmak için vuku' bulan yemin.

yemîn-fi-n-nefy ::: huk. bir şeyi yapmamak için vâki olan* yemin.

yemîn-i fâcire ::: huk. yalan yere edilen yemîn.

yemîn-i ::: yapılan yemin gibi ki yalnız o defâki sokağa çıkmıya münhasır olur]

yemîn-i gamız ::: ("ga" uzun okunur) : yalan yere edilen yemin.

yemîn-i gamûs ::: huk. yalan yere âmden edilen yemin.

yemîn-i istihzar ::: fık. terekeden bir hak dâva ve ispat eden kimseye hâkim (yargıç) tarafından ettirilen yemin.

yemîn-i lağv ::: huk. zanna mebnî, vâki olana muhalif yapılan yemin.

yemîn-i muvakkat ::: huk. bir vakit ile mukayyet veya tevkit ifâde eden bir lâfza mukarin olan yemin.

yemîn-i mürsel ::: huk. bir vakit ile mukayyet olmıyan yemin, [meselâ : "filân işi yaparım" diye yemin etmek oibi]

yemîn ü yesâr ::: sağ ve sol.

yemin ::: and, sağ, bereket, hayır.

Yemin :::


  1. Ant.

  2. and. ~ etmek: and içmek.

yemîn ::: sağ , sağ yön

yemin ::: sözü Allah'ı (c , c , ) zikrederek kuvvetlendirmek , kasem , el tutuşarak , Allah'a bağlılıklarını bildirerek , Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek , mübarek , sağ taraf , sağ el

yemîn ::: ‬sağ

yemîn ::: sağ yön

yemîn ::: ant

yemîn ::: yemin

yemin ::: ant

YEMİN :::

Sözü Allah'ı (C.C.) zikrederek kuvvetlendirmek. Kasem. * El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. * Mübarek. * Sağ taraf, sağ el