Çağdaş Sözlük

himmet ~ همت

Redhouse Sözlüğü - himmet ~ همت maddesi. Sayfa: 2168 - Sira: 39

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü himmet - همت ingilizce anlamı, همت - himmet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte همت - himmet kelimesi nasıl geçiyor. himmet osmanlıca nasıl yazılır. himmet nedir, himmet ne demek arapca yazılışı.

همت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language همت. همت attoman turkish I mean, همت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish همت, Ottoman Turkish English Dictionary

همت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ همت تعني باللغة الإنجليزية. همت ماذا يعني في اللغة العثمانية. همت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية همت

همت چه کلمات انگلیسی چیست؟ همت به معنای انگلیسی. همت چه در زبان عثمانی بود. همت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت همت

himmet ~ همت güncel sözlüklerde anlamı:

HiMMET ::: Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret. * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi. * Tabiî şevk ve meyil ve heves. * Lütuf, yardım. (Bak: Mahiyet)Himmet kelimesinin çok geçtiği bir ders:(S - Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?C - Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı şedid olan ye's rast gelir. Kuvve-i maneviyesini kırar. Siz o düşmana karşı $ kılıcını istimal ediniz. So a müzahametsiz olan hakkın hizmetinin yerini zapt eden meylüttefevvuk istibdadı hücuma başlar. Himmetin başına vurur, atından düşürttürür. Siz $ hakikatını o düşmana gönderiniz. So a da ilel-i müteselsiledeki terettübü atlamakla müşevveş eden aculiyet çıkar, himmetin ayağını kaydırır. Siz $ yu siper ediniz. So a da, medeni-i bittab' olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramağa mükellef olan insanın âmâlini dağıtan fikr-i infiradî ve tasavvur-u şahsî karşı çıkar. Siz de: $ olan mücahid-i âli-himmeti mübarezesine çıkarınız. So a başkasının tekâsülünden görenek fırsat bulup, hücum edip belini kırar. Siz de: $ olan hısn-ı hasîni himmete melce' ediniz. So a da acz ve nefsin itimadsızlığından neş'et eden ve işi birbirine bırakmak olan düşman-ı gaddar geliyor. Himmetin elini tutup oturtturur. Size de: $ olan hakikat-ı şâhikayı üzerine çıkarınız. Tâ o düşmanın eli o himmetin dâmenine yetişmesin. So a Allah'ın vazifesine müdahale eden dinsiz düşman gelir. Himmetin yüzünü tokatlar, gözünü kör eder. Siz de: $ olan kâr-âşinâ ve vazife-şinas olan hakikatı gönderiniz. Tâ onun haddini bildirsin. So a umum meşakkatin anası ve umum rezaletin yuvası olan meylürrahat geliyor. Himmeti kaydeder, zindan-ı sefalete atar. Siz de: $ olan mücahid-i âli-cenabı, o cellâd-ı sehhara gönderiniz. Evet size meşakkatta büyük rahat var. Zira fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı yalnız sa'y ve cidaldedir.)(Münazarat) (Velilerin himmetleri, imdatları, manevî fiilleriyle feyiz vermeleri, hâlî veya fiilî bir duadır. Hâdî, Mugîs, Muîn ancak Allah'dır. Fakat insanda öyle bir lâtife, öyle bir hâlet vardır ki, o lâtife lisaniyle her ne sual edilirse velev ki fâsık da olsun Cenab-ı Hak o lâtifeye hürmeten o matlubu yerine getirir. O lâtife pek uzaktan bana göründü ise de teşhis edemedim. M.N.)

himmet ::: (a. i. c. : hirfıem) : 1) gayret, emek, çalışma, çabalama.

himmet-ür-ricâl, takla'-ül-cibâl ::: becerikli insanların himmeti, dağlan yerinden söker. 2) yüksek irâde. 3) ermiş kimsenin te'sîri.

himmet ::: kayırma, yardım, emek.

HiMMET ::: Evliyânın himmeti, yaktı beni kül eyledi
Sofiyim buldum safâyı dü cihanım kalmadı
Ahmedî der; "Yâ ilâhî! Sana şükrüm çok durur
Hamdülillah aşk-ı Hak'tan gayrı vârım kalmadı.

(Sultan Birinci Ahmed Han)

2. Gayret.

Kişinin kıymeti, himmetine göredir. Eğer onun himmeti dünyâ için ise, onun hiçbir kıymeti yoktur. Eğer Allahü teâlânın rızâsı ise, onun kıymetine ulaşmak pek zordur. (Ebû İshâk el-Kassâr)

Kişinin himmeti dağları yerinden söker. (Ubeydullah-ı Ahrâr)

Himmet :::


  1. Yardım, kayırma
    Örnek: Himmetinizle fakir bir ailenin yüzü gülerse tabii siz de sevaba girersiniz. R. H. Karay

  2. Çalışma, emek, gayret.

  3. Lütuf, iyilik, iyi davranma.

himmet ::: yardım , çaba

himmet ::: ‬çaba

himmet ::: emek, gayret, yardım

HİMMET :::

Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret. * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi. * Tabiî şevk ve meyil ve heves. * Lütuf, yardım. (Bak: Mahiyet)Himmet kelimesinin çok geçtiği bir ders:(S - Zindan-ı atalete düştüğümüzün sebebi nedir?C - Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise matiyyesidir. İşte himmetiniz şevke binip mübareze-i hayat meydanına çıktığı vakit, en evvel düşman-ı