visal ~ وصال
Redhouse Sözlüğü - visal ~ وصال maddesi. Sayfa: 2138 - Sira: 32
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü visal - وصال ingilizce anlamı, وصال - visal osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte وصال - visal kelimesi nasıl geçiyor. visal osmanlıca nasıl yazılır. visal nedir, visal ne demek arapca yazılışı.
وصال means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language وصال. وصال attoman turkish I mean, وصال What is the meaning of the word, what does it mean in turkish وصال, Ottoman Turkish English Dictionary
وصال ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ وصال تعني باللغة الإنجليزية. وصال ماذا يعني في اللغة العثمانية. وصال ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية وصال
وصال چه کلمات انگلیسی چیست؟ وصال به معنای انگلیسی. وصال چه در زبان عثمانی بود. وصال به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت وصال
visal ~ وصال güncel sözlüklerde anlamı:
ViSAL ::: (Vasıl. dan) Vâsıl olma. Sevdiğine ulaşma. Kavuşma. Ayrılıktan kurtulma.(Fâni mevcudatın visali, madem fanidir, ne kadar uzun da olsa yine kısa hükmündedir. Senesi bir saniye gibi geçer. Hasretli bir hayal ve esefli bir rüya olur. L.) Öyle ise Bâki'nin yolunda çalışmak lâzım gelir.
vasîl ::: (a. s.) : birinden asla ayrılmaz [kimse]
vassâl ::: (a. s.) : 1) vasleden, ulaştıran, birleştiren. 2) i. g. s. sayfaları yapışan eski yazılı bir kitabın sahifalarını ayıran sanatkâr. 3) i. tar. Ortaçağ'da Derebeylerine bağlı olan halk veya kendisinden daha büyük bir Derebeyine bağlı olan Derebeyi.
visal ::: (a. i. vasl'dan) : 1) ulaşma, bitişme. 2) sevgiliye kavuşma, (bkz. : vuslat). 3) müz. Türk müziğinin en az beş altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.
visâl ::: kavuşma.
Visal :::
- Sevgiliye kavuşma
Örnek: Aşk derdinin çaresi visaldir. R. N. Güntekin
visâl ::: kavuşma , sevdiğine ulaşma , ayrılıktan kurtulma , ulaşma , varma
vassal ::: ulaştıran
vassal ::: ulaştıran
visâl ::: ulaşma
visâl ::: varma
visâl ::: kavuşma
visâl ::: vuslat
vasîl ::: (a. s.) birinden asla ayrılmaz [kimse]
vassâl ::: (a. s.) 1) vasleden, ulaştıran, birleştiren. 2) i. g. s. sayfaları yapışan eski yazılı bir kitabın sahifalarını ayıran sanatkâr. 3) i. tar. Ortaçağ'da Derebeylerine bağlı olan halk veya kendisinden daha büyük bir Derebeyine bağlı olan Derebeyi.
visal ::: (a. i. vasl'dan) 1) ulaşma, bitişme. 2) sevgiliye kavuşma, (bkz. : vuslat). 3) müz. Türk müziğinin en az beş altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.
VİSAL :::