nizam ~ نظام
Redhouse Sözlüğü - nizam ~ نظام maddesi. Sayfa: 2088 - Sira: 1
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü nizam - نظام ingilizce anlamı, نظام - nizam osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نظام - nizam kelimesi nasıl geçiyor. nizam osmanlıca nasıl yazılır. nizam nedir, nizam ne demek arapca yazılışı.
نظام means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نظام. نظام attoman turkish I mean, نظام What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نظام, Ottoman Turkish English Dictionary
نظام ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نظام تعني باللغة الإنجليزية. نظام ماذا يعني في اللغة العثمانية. نظام ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نظام
نظام چه کلمات انگلیسی چیست؟ نظام به معنای انگلیسی. نظام چه در زبان عثمانی بود. نظام به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نظام
nizam ~ نظام güncel sözlüklerde anlamı:
NiZAM ::: Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış. * İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide. * Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet.
nezzâm ::: (a. s. nizâm'dan) : nizam veren, tertipliyen, düzenliyen.
nizâm ::: (a. i. c. : nizâmât) : 1) dizi, sıra. 2) "düzen, usul, tertip yol; kaide. 3) zamânın îcablarına göre konulan- esaslar. 4) Hindistan'da müstakil küçük devletler hâlindeki ülkelerin hükümdarlığı.
nizâm-ı cedîd ::: "yeni kanun, yeni sistem asker" : III. Selim zamanında kurulmuş olan yeni askerlik.
nizâm-üd-dîn ::: 1) dînin nizâmı, düzeni; 2) dilimizde : "nîzâmettin" şeklinde erkek adı olarak kullanılır.
nizam ::: düzen, düzenlilik.
NiZaM ::: İnsan, etrâfını meselâ yerleri, gökleri ve yıldızların boşlukta döndüklerini, asırlar boyunca, çarpışmadıklarını, yeryüzünde, sıcaklık, basınç, hava, su miktârlarının; yapılarının, hareketlerinin tam, hayata uygun olarak ayarlanmış olduğunu, insanların hayvanların, nebâtların (bitkilerin), cansız maddelerin, atomların, hücrelerin kısaca lise ve üniversitelerde okunan, tedkîk edilen, incelenen sayısız varlıkların yapılarındaki ve hareketlerindeki nizâmı görerek bunları yapan, yaratan, kudretli, bilgili bir sâhibin bulunduğunu, ister istemez kabûl etmek, O'na inanmak zorunda kalır. Aklı olan kimse, kâinattaki bu azameti (büyüklüğü), nizâmı görerek hemen Allahü teâlânın varlığına inanır, müslüman olur. (M. Sıddîk Gümüş)
Nizam :::
- Düzen
Örnek: Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar. O. S. Orhon - Kural
Örnek: Şimdi, eski sıralar bozuldu, yeni sıralar, yeni nizamlar gelinceye kadar böyle olacak! M. Ş. Esendal - düzen.
- 1. Usul, kaide. 2. Düzen, tertip, sıra. 3. Kanun
nizâm ::: düzen
nizām ::: düzen
nizâm ::: düzen
nezzâm ::: (a. s. nizâm'dan) nizam veren, tertipliyen, düzenliyen.
nizâm ::: (a. i. c. : nizâmât) 1) dizi, sıra. 2)
nizam ::: çekidüzen, düzen, kural
NİZAM :::