Çağdaş Sözlük

nisab ~ نصاب

Redhouse Sözlüğü - nisab ~ نصاب maddesi. Sayfa: 2084 - Sira: 26

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü nisab - نصاب ingilizce anlamı, نصاب - nisab osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نصاب - nisab kelimesi nasıl geçiyor. nisab osmanlıca nasıl yazılır. nisab nedir, nisab ne demek arapca yazılışı.

نصاب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نصاب. نصاب attoman turkish I mean, نصاب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نصاب, Ottoman Turkish English Dictionary

نصاب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نصاب تعني باللغة الإنجليزية. نصاب ماذا يعني في اللغة العثمانية. نصاب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نصاب

نصاب چه کلمات انگلیسی چیست؟ نصاب به معنای انگلیسی. نصاب چه در زبان عثمانی بود. نصاب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نصاب

nisab ~ نصاب güncel sözlüklerde anlamı:

NiSAB ::: Zekât ölçüsü, ölçü miktarı. * Üzerine zekât verilmesi farz olan mal miktarı. * Asıl, esas. Sermaye mal. Derece, had. * Fık: Altının nisabı: 20 miskal; gümüşünki 200 dirhem (yani 600 gram); koyun ile keçinin 40 adet; sığır, manda 30; ve devenin nisabı da 5'dir. * Bir mecliste görüşmeye başlanabilmek, yahut karar verebilmek için bulunması şart olan âza sayısı. * Hisse, nasib. * İstenilen had, derece. (Bak: Zekât)

nisâb ::: (a. i.) : 1) asıl, esas. 2) bir malın zekâtını vermek üzere varılması gereken miktar. 3) sermâye, mal. 4) derece, istenilen had.

nisâb-i ekseriyyet ::: çoğunluk derecesi. 5) hisse, nasib.

nisâb-ı rüsd ::: rüşt çağı.

nisâb-ı sirkat ::: huk. [eskiden] bir dinar veya hâlis gümüşten on dirhem sikke, [kıymetçe bu miktardan az olan bir malı çalmak hadd-i sirkati îcâbetmez]

nisab ::: zekat ölçüsü.

NiSaB ::: Altının nisâbı (Hanefî mezhebinde)yirmi miskal (96 gram)dır. (Kâşânî)

Zekât vermenin farz olması için, zekât malının nisâb miktârı olduktan îtibâren bir hicrî sene sonra da mülkünde bulunması lâzımdır. (Kâşânî)

Ödünç alma karşılığı olan borçlar ve zekât vermek farz olduğu günden önce ödeme zamânı gelmiş olan müeccel (taksitli) kul borçları nisâb hesâbına katılmaz. (İbn-i Âbidîn)

Yiyecek, içecek, giyecek ve barınacak ev gibi lüzumlu nafakayı satın almak için saklanan altın, gümüş ve kâğıt paranın hepsi nisâb hesâbına katılır. (İbn-i Âbidîn)

Ticâret eşyâsının altın ve gümüş üzerinden kıymetleri, nisâb miktârını bulmaz ise ve yanında altın veya gümüş de varsa, eşyânın kıymeti altın veya gümüş kıymetine eklenerek nisâb tamamlanır. (İbn-i Âbidîn)

Ticâret eşyâsının zekâtı, altın nisâbına göre verilir. İhtiyaç eşyâsından ve kul borçları çıkarıldıktan sonra kalanın kırkta biri (yüzde iki buçuğu) zekât olarak verilir. (İbn-i Âbidîn)

nisâb ::: zekat ölçüsü , derece

nisâb ::: ‬aranan sınır

nisâb ::: sermaye

NİSAB :::

Zekât ölçüsü, ölçü miktarı. * Üzerine zekât verilmesi farz olan mal miktarı. * Asıl, esas. Sermaye mal. Derece, had. * Fık: Altının nisabı: 20 miskal; gümüşünki 200 dirhem (yani 600 gram); koyun ile keçinin 40 adet; sığır, manda 30; ve devenin nisabı da 5'dir. * Bir mecliste görüşmeye başlanabilmek, yahut karar verebilmek için bulunması şart olan âza sayısı. * Hisse, nasib. * İstenilen had, derece. (Bak: Zekât)