Çağdaş Sözlük

nesne ~ نسنه

Redhouse Sözlüğü - nesne ~ نسنه maddesi. Sayfa: 2081 - Sira: 13

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü nesne - نسنه ingilizce anlamı, نسنه - nesne osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نسنه - nesne kelimesi nasıl geçiyor. nesne osmanlıca nasıl yazılır. nesne nedir, nesne ne demek arapca yazılışı.

نسنه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نسنه. نسنه attoman turkish I mean, نسنه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نسنه, Ottoman Turkish English Dictionary

نسنه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نسنه تعني باللغة الإنجليزية. نسنه ماذا يعني في اللغة العثمانية. نسنه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نسنه

نسنه چه کلمات انگلیسی چیست؟ نسنه به معنای انگلیسی. نسنه چه در زبان عثمانی بود. نسنه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نسنه

nesne ~ نسنه güncel sözlüklerde anlamı:

NESNE ::: şey, herhangi bir şey.

nesne ::: şey, tamlayıcı, tümleç.

Nesne :::


  1. Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
    Örnek: Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil. S. M. Alus

  2. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.

  3. Öznenin dışında kalan her konu, obje
    Örnek: Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş. S. Birsel

  4. (Derleme., belirtilinesne, -i'li tümleç, -i'linesne) Geçişli eylemi tümleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: Ali bir kitap almış; Öğrenci para bulmuş, sahibine vermiş; Öğretmen ders anlatıyor; Meseleyi çözmeden gitmeyin; Çocuklar annelerinin evde bulunmayışını fırsat bilirler; Ali evi sattı, bahçeyi bıraktı; Bazı insanlar okumayı sever, yazmayı sevmez; Kar bütün limanı sarmıştı vb.T. : marife, mef'ulü sarih

  5. (Lat. objectum = karşıda bulunan, karşıya konan) : 1- (Genellikle) Karşımızda bulunan şey. 2- Öznenin bağlılaşık kavramı olarak, özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey: a. Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanannesne, kendisine yönelen bir edim olmadan var olmayan şey; bilinçte, düşünmenesnesi (konu) olarak düşünme olayının karşısında bulunan şey; düşüncel (ideal)nesne. b. Özne ediminden, bilinçten, bağımsız olan gerçek (real)nesne; gerçeklik olarak, dışdünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey.T. : şey

nesne ::: şey

nesne ::: şey, zat

NESNE :::

şey, herhangi bir şey