Çağdaş Sözlük

necat ~ نجات

Redhouse Sözlüğü - necat ~ نجات maddesi. Sayfa: 2071 - Sira: 34

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü necat - نجات ingilizce anlamı, نجات - necat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نجات - necat kelimesi nasıl geçiyor. necat osmanlıca nasıl yazılır. necat nedir, necat ne demek arapca yazılışı.

نجات means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نجات. نجات attoman turkish I mean, نجات What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نجات, Ottoman Turkish English Dictionary

نجات ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نجات تعني باللغة الإنجليزية. نجات ماذا يعني في اللغة العثمانية. نجات ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نجات

نجات چه کلمات انگلیسی چیست؟ نجات به معنای انگلیسی. نجات چه در زبان عثمانی بود. نجات به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نجات

necat ~ نجات güncel sözlüklerde anlamı:

NECAT ::: Kurtuluş, selâmet. * Hırs ve hased. * Yüksek mekân. * Ağaç budağı. * Mantar.

necat ::: (a. i.) : kurtulma, ' kurtuluş. (bkz. : halâs, rehâ, selâmet. En-necâtü fi-s-sıdk : selâmet, kurtuluş doğruluktadır.

necât ::: kurtuluş.

NECaT ::: Bir kimse, namazı edâ ederse, bu namaz kıyâmet günü nûr ve bürhân olur ve Cehennem'den kurtulmasına sebebdir. Namazı muhâfaza etmezse, nûr ve bürhân olmaz ve necât bulmaz. Kârûn ile Fir'avn ile Hâman ile ve Übey bin Halef ile birlikte bulunur. (Hadîs-i şerîf-Cennet Yolu İlmihâli)

Bir gün terâzi kurulur, dünyâ işleri sorulur,
Helâl lokma yimeyip de, cevap vermek ne müşküldür.
Hasta olup yıkılınca, gözler göke dikilince,
Can alan melek gelince, necât bulmak ne müşküldür.

(M. Sıddîk Gümüş)

Necat :::


  1. Kurtuluş
    Örnek: Esirliğin ağır ve ateşli zincirleri altında inleyen her Müslüman, bir necat gününden ümidini kesmemiş. Ö. Seyfettin

  2. Kurtulma, kurtuluş.

necât ::: kurtuluş

necat ::: (a. i.) kurtulma, ' kurtuluş. (bkz. : halâs, rehâ, selâmet. En-necâtü fi-s-sıdk : selâmet, kurtuluş doğruluktadır.

necat ::: kurtuluş

NECAT :::

Kurtuluş, selâmet. * Hırs ve hased. * Yüksek mekân. * Ağaç budağı. * Mantar