naib ~ نائب
Redhouse Sözlüğü - naib ~ نائب maddesi. Sayfa: 2069 - Sira: 2
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü naib - نائب ingilizce anlamı, نائب - naib osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نائب - naib kelimesi nasıl geçiyor. naib osmanlıca nasıl yazılır. naib nedir, naib ne demek arapca yazılışı.
نائب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نائب. نائب attoman turkish I mean, نائب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نائب, Ottoman Turkish English Dictionary
نائب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نائب تعني باللغة الإنجليزية. نائب ماذا يعني في اللغة العثمانية. نائب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نائب
نائب چه کلمات انگلیسی چیست؟ نائب به معنای انگلیسی. نائب چه در زبان عثمانی بود. نائب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نائب
naib ~ نائب güncel sözlüklerde anlamı:
NAiB ::: Karga gibi çirkin sesli kuşların ötüşü.
nâib ::: (a. s. ve i. nevb'den. c. : nüvab) : 1) vekil, birinin yerine geçen. 2) kadı vekîli. 3) kadı, şerîat hükümlerine göre hüküm veren hâkim. 4) nöbet beki iyen, nöbetle gelen.
nâib-i fail ::: gr. meçhul (*edilgen) fiil mevzuu olan kelime. Meselâ : kuddise sirruhu'da, kuddise : meçhul fiil, sirruhu : nâib-i fail. [arapçada nâib-i fâil'in harekesi merfû (mazmum) olur]
nâibât ::: (a. i. nâibe'nin c.) : (bkz : mesâib).
nâib ::: vekil.
NaiB ::: Allahü teâlâ bir hac ibâdeti ile üç kişiyi Cennet'e koyar: 1) Haccı vasiyet edeni, 2)Vasiyeti infâz edeni (yerine getireni), 3)Nâib olarak hacca gideni. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî
Nâib olarak hacca giden masraftan fazla bir şey alamaz. Nâiblik ticârî maksatla olmaz. Nâib olarak hacca gideceklere yakışan esas maksat; Beyt-i muazzamayı (Kâbe'yi) ziyâret ve dolayısıyla öteki kişiyi borçtan kurtarmak için ona yardımcı olmaktır. (İbn-i Hümâm)
Hacda nâibliğin şartlarından biri de, nâibin, hacca gidip gelmekten âciz olanın parasıyla haccetmesidir. (M. Zihni Efendi)
Nâib, hacda isrâf ve cimrilik etmemek şartıyla yerine hac yaptığı kimsenin parasını sarf eder ve hac dönüşü de artan parayı kendisine veya vârisine iâde eder (verir). (M. Zihni Efendi)
2. Kâdı vekîli.
Osmanlı Devleti'nde Mevâlî adı verilen büyük kâdılar (hâkimler), bâzan hizmetlerinin bütününü, bâzan da bir kısmını, yerine getirmek için yerlerine kâdı evsafını (şartlarını) taşıyan ehliyet (bilgi ve tecrübe) sâhibi birini tâyin ederlerdi. Bu sebeble bulundukları beldelerin kazâlarına nâibler gönderirlerdi. Nâibler vazîfelerine göre; Arpalık nâibi, Ayak nâibi, Bâb nâibi, Kazâ nâibi, Mevâlî nâibi gibi kısımlara ayrılmışlardır. (İslâm Târihi Ansiklopedisi)
nâib ::: vekil , birinin yerine geçen
nâib ::: vekil
nâib ::: kadı
nâib ::: yargıç
NAİB :::