Çağdaş Sözlük

nafiz ~ نافض

Redhouse Sözlüğü - nafiz ~ نافض maddesi. Sayfa: 2065 - Sira: 21

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü nafiz - نافض ingilizce anlamı, نافض - nafiz osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نافض - nafiz kelimesi nasıl geçiyor. nafiz osmanlıca nasıl yazılır. nafiz nedir, nafiz ne demek arapca yazılışı.

نافض means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نافض. نافض attoman turkish I mean, نافض What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نافض, Ottoman Turkish English Dictionary

نافض ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نافض تعني باللغة الإنجليزية. نافض ماذا يعني في اللغة العثمانية. نافض ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نافض

نافض چه کلمات انگلیسی چیست؟ نافض به معنای انگلیسی. نافض چه در زبان عثمانی بود. نافض به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نافض

nafiz ~ نافض güncel sözlüklerde anlamı:

NAFiZ ::: İçe işleyen. Delip geçen. İçeri giren. * Sözü geçen, kendine itaat edilen. Te'sirli, nüfuzlu.

NAFiZ ::: Çok fazla titreten sıtma.

nafiz ::: (a. s. nüfûz'dan) : 1) delen, delip geçen. 2) içeriye giren, işleyen. 3) te'sir yapan, sözü geçen. Hükm-i nafiz : te'sir edici hüküm, (bkz. : müteneffiz).

nâfiz-ül-emr ::: 1) emri geçen, sözü dinlenilen; 2) kendisine boyun eğilen.

nâfiz-ül-kelim ::: sözü geçen.

nâfiz-ül-kelimeteyn ::: "olsun", "olmasın" şeklindeki sözü ve emri geçen [kimse] . 4) i. erkek adı.

nâfiziyyet ::: (a. i.) : nâfizlik, sözü geçerlik.

nâfiz ::: nüfuz eden, içe işleyen.

NaFiZ ::: Bâliğ olan (ergenlik çağına, evlenecek yaşa gelen) akıllı insanın bey'i (alış-verişi) her zaman nâfizdir. Bâliğ olmayan akıllı, çocuğun bey'i, velîsinin izin vermesi ile sahîh olur. Velî babadır; anne, babanın tâyin etmesiyle velî olur. (İbn-i Âbidîn)

Nafiz :::


  1. Delip geçen.

  2. İçe işleyen.

  3. Sözü geçen, etkili olan.

  4. 1. Delip geçen. 2. İçe işleyen, giren. 3. Etkili, sözü geçen.

nâfiz ::: içe işleyen

nâfiz ::: ‬etkileyici

nâfiz ::: nüfuz edici

nâfiz ::: işleyici

NAFİZ :::

İçe işleyen. Delip geçen. İçeri giren. * Sözü geçen, kendine itaat edilen. Te'sirli, nüfuzlu