muhacir ~ مهاجر
Redhouse Sözlüğü - muhacir ~ مهاجر maddesi. Sayfa: 2040 - Sira: 10
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü muhacir - مهاجر ingilizce anlamı, مهاجر - muhacir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مهاجر - muhacir kelimesi nasıl geçiyor. muhacir osmanlıca nasıl yazılır. muhacir nedir, muhacir ne demek arapca yazılışı.
مهاجر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مهاجر. مهاجر attoman turkish I mean, مهاجر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مهاجر, Ottoman Turkish English Dictionary
مهاجر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مهاجر تعني باللغة الإنجليزية. مهاجر ماذا يعني في اللغة العثمانية. مهاجر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مهاجر
مهاجر چه کلمات انگلیسی چیست؟ مهاجر به معنای انگلیسی. مهاجر چه در زبان عثمانی بود. مهاجر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مهاجر
muhacir ~ مهاجر güncel sözlüklerde anlamı:
MUHACiR ::: Göç eden, bir memleketten kalkıp, başka bir yere yerleşen. * Mc: Allah'ın yasak ettiğinden uzaklaşan.
muhacir ::: (a. s. ve i. hicret'den. c. R muhacirin) : göçmen, göç eden, bir ülkeden kalkıp bir başka ülkede yerleşen.
muhâcir ::: göç eden, göçmen.
MUHaCiR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Önce müslüman olanlardan, Muhâcirlerin ve Ensârın önde gelenlerinden ve bunların yolunda gidenlerden Allahü teâlâ râzıdır ve bunlar da Allahü teâlâdan râzıdırlar. Allahü teâlâ bunlar için, Cennetler hazırladı. Bu Cennetlerin altından nehirler akmaktadır. Bunlar Cennet'te sonsuz kalacaklardır. (Tevbe sûresi: 100)
Duâ ordusunun askerleri, gazâ ordusu askerlerinin rûhu gibidir. Gazâ ordusunun askerleri, onların kalıpları, bedenleridir. O hâlde, gazâ ordusunun askeri, duâ ordusu olmadıkça, iş başaramaz. Çünkü, rûhsuz bedene hiçbir yardımın ve kuvvetin faydası olmaz. Bunun içindir ki, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem gazâlarında ve sıkıntılı zamanlarında, muhâcirlerin fakirleri hürmetine Allahü teâlâdan yardım dilerdi. Askeri, ordusu olduğu hâlde, muhâcirlerin fakîrlerini vesîle ederek duâ ederdi. (İmâm-ı Rabbânî)
2. Vatanından ayrılmış, terk etmiş kimse. Göç eden.
Muhacir :::
- Göçmen
Örnek: Yolda uzun bir muhacir kafilesine tesadüf ettik. Ö. Seyfettin - Hz. Muhammed'e uyarak Mekke'den Medine'ye göç eden.
- (Kar. Art. O.):Karagözde ve Orta oyununda Rumeli'den gelme, yüksekten atan ve çoğu kez güreşçi olan bir tip.
muhâcir ::: göçmen , göç eden
muhacir ::: göçmen
muhacir ::: (a. s. ve i. hicret'den. c. R muhacirin) göçmen, göç eden, bir ülkeden kalkıp bir başka ülkede yerleşen.
muhacir ::: göçmen
MUHACİR :::