Çağdaş Sözlük

mumya ~ مومیا

Redhouse Sözlüğü - mumya ~ مومیا maddesi. Sayfa: 2037 - Sira: 31

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü mumya - مومیا ingilizce anlamı, مومیا - mumya osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مومیا - mumya kelimesi nasıl geçiyor. mumya osmanlıca nasıl yazılır. mumya nedir, mumya ne demek arapca yazılışı.

مومیا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مومیا. مومیا attoman turkish I mean, مومیا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مومیا, Ottoman Turkish English Dictionary

مومیا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مومیا تعني باللغة الإنجليزية. مومیا ماذا يعني في اللغة العثمانية. مومیا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مومیا

مومیا چه کلمات انگلیسی چیست؟ مومیا به معنای انگلیسی. مومیا چه در زبان عثمانی بود. مومیا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مومیا

mumya ~ مومیا güncel sözlüklerde anlamı:

MUMYA ::: f. Uzun müddet çürümemesi için ilâçlanmış ölü. İnsan ve hayvan ölüsünün kurusu. * Çok zayıf (kimse).(Kur'anda çok tekrar edilen kıssa-ı Musa Aleyhisselâm'ın cümleleri ve cüz'leridir ki, herbir cümlesi, hattâ herbir cüz'ü, bir düstur-u küllînin ucu olarak gösterilmiş ve o düsturu ifade ediyor. Meselâ: $ Fir'avun, vezirine emreder ki: "Bana yüksek bir kule yap, semâvatın hâlini rasad edip bakacağım. Semanın gidişatından acaba Musa'nın (A.S.) dâva ettiği gibi semada tasarruf eden bir İlâh var mıdır?" İşte Î kelimesiyle ve şu cüz'î hâdise ile, dağsız bir çölde olduğundan dağları arzulayan ve Hâlik'ı tanımadığından tabiat-perest olup Rububiyyet dâva eden ve âsâr-ı ceberutlarını göstermekle ibka-yı nâm eden şöhret-perest olup dağ-misâl meşhur ehramları bina eden ve sihir ve tenâsuha kail olup cenazelerini mumya edip dağ misillu mezarlarda muhafaza eden Mısır fir'avunlarının an'anesinde hükümferma bir düstur-u acibi ifade eder.Meselâ: $ Gark olan Fir'avuna der: "Bugün senin gark olan cesedine necat vereceğim" unvaniyle umum Fir'avunların tenâsuh fikrine binaen cenazelerini mumyalamakla mâziden alıp müstakbeldeki ensal-i âtiyenin temâşâgâhına göndermek olan mevt-âlud, ibretnüma bir düstur-u hayatiyelerini ifade etmekle beraber, şu asr-ı âhirde o gark olan Fir'avunun aynı cesedi olarak keşfolunan bir beden, o mahali-i gark denizinden sahile atıldığı gibi, zamanın denizinden asırların mevceleri üstünde şu asır sahiline atılacağını, mu'cizâne bir işaret-i gaybiyye, bir lem'a-yı i'cazı ve bu tek kelime bir mu'cize olduğunu ifade eder. S.)

mumya ::: (f. i.) : 1) tahnît edilmiş, hiç çürümemek üzere ilaçlanmış ölü. 2) her türlü derde deva olduğu rivayet olunanbir masal ilâcı. 3) çok zayıf [kimse]

mumya ::: çürümesin diye ilaçlanmış ölü.

Mumya :::


  1. Birtakım özel ilaçlar kullanılarak bozulmayacak duruma getirilmiş olan ve kazılarla ortaya çıkarılan ceset.

  2. Çok zayıf kimse.

  3. Özel ilâçlarla bozulmadan saklanan ölü.

mumya ::: çürümesin diye ilaçlanmış ölü , uzun müddet çürümemesi için ilaçlanmış ölü , insan ve hayvan ölüsünün kurusu , çok zayıf (kimse)

mumya ::: (f. i.) 1) tahnît edilmiş, hiç çürümemek üzere ilaçlanmış ölü. 2) her türlü derde deva olduğu rivayet olunanbir masal ilâcı. 3) çok zayıf [kimse]

MUMYA :::

f. Uzun müddet çürümemesi için ilâçlanmış ölü. İnsan ve hayvan ölüsünün kurusu. * Çok zayıf (kimse).(Kur'anda çok tekrar edilen kıssa-ı Musa Aleyhisselâm'ın cümleleri ve cüz'leridir ki, herbir cümlesi, hattâ herbir cüz'ü, bir düstur-u küllînin ucu olarak gösterilmiş ve o düsturu ifade ediyor. Meselâ: $ Fir'avun, vezirine emreder ki: "Bana yüksek bir kule yap, semâvatın hâlini rasad edip bakacağım. Semanın gidişatından acaba Musa'nın (A.S.) dâva ettiği gibi semada tasarruf eden bir İlâh var mıdır?" İşte Î k