mevt ~ موت
Redhouse Sözlüğü - mevt ~ موت maddesi. Sayfa: 2022 - Sira: 14
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü mevt - موت ingilizce anlamı, موت - mevt osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte موت - mevt kelimesi nasıl geçiyor. mevt osmanlıca nasıl yazılır. mevt nedir, mevt ne demek arapca yazılışı.
موت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language موت. موت attoman turkish I mean, موت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish موت, Ottoman Turkish English Dictionary
موت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ موت تعني باللغة الإنجليزية. موت ماذا يعني في اللغة العثمانية. موت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية موت
موت چه کلمات انگلیسی چیست؟ موت به معنای انگلیسی. موت چه در زبان عثمانی بود. موت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت موت
mevt ~ موت güncel sözlüklerde anlamı:
MEVT ::: Ölüm. Âhirete göç. Dünyadan gitmek. * Mevt, mü'minler için dünya vazifelerinden ve imtihanından bir paydostur.(Sual: Furkan-ı Hakîm'de $ gibi âyetlerde: "Mevt dahi, hayat gibi mahluktur, hem bir ni'mettir." diye ifham ediliyor. Halbuki zâhiren mevt, inhilâldir, ademdir, tefessühtür, hayatın sönmesidir, hâdim-ül-lezzattır... Nasıl mahluk ve ni'met olabilir?Elcevab: "Birinci Suâl"in cevabının âhirinde denildiği gibi, mevt, vazife-i hayattan bir terhistir, bir paydostur, bir tebdil-i mekândır, bir tahvil-i vücuddur, hayat-ı bâkıyeye bir dâvettir, bir mebde'dir, bir hayat-ı bâkıyenin mukaddimesidir. Nasılki hayatın dünyaya gelmesi bir halk ve takdir iledir; öyle de, dünyadan gitmesi de bir halk ve takdir ile, bir hikmet ve tedbir iledir. Çünki, en basit tabaka-i hayat olan hayat-ı nebâtiyenin mevti, hayattan daha muntazam bir eser-i san'at olduğunu gösteriyor. Zira meyvelerin, çekirdeklerin, tohumların mevti tefessüh ile, çürümek ve dağılmakla göründüğü halde, gayet muntazam bir muamele-i kimyeviye ve mizanlı bir imtizâcat-ı unsuriye ve hikmetli bir teşekkülât-ı zerreviyeden ibaret olan bir yoğurmaktır ki, bu görünmeyen intizamlı ve hikmetli ölümü, sünbülün hayatiyle tezahür ediyor. Demek çekirdeğin mevti, sünbülün mebde-i hayatıdır; belki ayn-ı hayatı hükmünde olduğu için, şu ölüm dahi hayat kadar mahluk ve muntazamdır.Hem zihayat meyvelerin yahut hayvanların mide-i insaniyede ölümleri, hayat-ı insaniyeye çıkmalarına menşe' olduğundan; "o mevt, onların hayatından daha muntazam ve mahluk" denilir.İşte en edna tabaka-i hayat olan hayat-ı nebatiyenin mevti; böyle mahluk, hikmetli ve intizamlı olsa, tabaka-i hayatın en ulvisi olan hayat-ı insaniyenin başına gelen mevt, elbette yer altına girmiş bir çekirdeğin hava âleminde bir ağaç olması gibi, yer altına giren bir insan da, âlem-i berzahta elbette bir hayat-ı bâkıye sünbülü verecektir. M.)(Sizlere müjde! Mevt: İdam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firâk-ı ebedî değil, adem değil, tesâdüf değil, fâilsiz bir in'idam değil; belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahim tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediyye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksandokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır. M.)
mevt ::: (a. i.) : ölüm; tas. benliği -öldürme.
mevt-i ahdar ::: (bkz. : mevt-i ahzar)
mevt-i ahmer ::: meşakkatli, kanlı ölüm. tas. nefse karşı koyma.
mevt-i ahzar ::: az yiyeceğe, eski, yamalı giymeye razı olma.
mevt-i ebyaz ::: 1) ânî ölüm; 2) tas. açlık.
mevt-i esved ::: gırtlağı sıkılmak veya suya atılmak suretiyle husule gelen ölüm, fr. mort noir. Halkın ezâ ve cefâsına katlanma.
mevt-i hâil ::: korkunç ölüm.
mevt-i hükmî ::: huk. mefkut olan yânî kaybolup hayat ve memâtı malûm olmıyan kimsenin vefatına yargıç tarafından hükmolunması.
mevt-i takdirî ::: huk. iskatı hâlinde gurre lâzım-gelen cenînin sanki sağken öldürülmüş gibi sayılması hâli.
mevt ::: ölüm.
Mevt :::
- Ölüm.
mevt ::: ölüm
mevt ::: ölüm
mevt ::: ölüm
MEVT :::