Çağdaş Sözlük

minnetdar ~ منتدار

Redhouse Sözlüğü - minnetdar ~ منتدار maddesi. Sayfa: 1989 - Sira: 34

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü minnetdar - منتدار ingilizce anlamı, منتدار - minnetdar osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte منتدار - minnetdar kelimesi nasıl geçiyor. minnetdar osmanlıca nasıl yazılır. minnetdar nedir, minnetdar ne demek arapca yazılışı.

منتدار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language منتدار. منتدار attoman turkish I mean, منتدار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish منتدار, Ottoman Turkish English Dictionary

منتدار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ منتدار تعني باللغة الإنجليزية. منتدار ماذا يعني في اللغة العثمانية. منتدار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية منتدار

منتدار چه کلمات انگلیسی چیست؟ منتدار به معنای انگلیسی. منتدار چه در زبان عثمانی بود. منتدار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت منتدار

minnetdar ~ منتدار güncel sözlüklerde anlamı:

MiNNETDAR ::: f. Bir iyiliğe karşı minnet duyan. Yük altında kalır gibi birisinin iyiliğine karşı mahcubiyet.

minnet-dâr ::: (a. f. b. s.) : birinden gördüğü iyiliğe karşı mahcup ve müteşekkir kalan.

minnetdâr ::: minnet eden.

MiNNETDaR ::: Kur'ân-ı kerîmi toplayan, Şeyhayn'dır (hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ömer'dir). Bugün bilinen İslâm ilimlerinin hepsini, Şeyhayn ortaya koydu. Arabı, Acemi hidâyete getiren, Şeyhayn'dır. Şeyhayn'a bütün insanlar minnetdârdır. Bunu anlayamamak, güneşi görmemeye benzer. (Veliyyullah-ı Dehlevî)

Din bilgilerinde ve dünyâ işlerinde kendisine minnetdâr olduğum bir kişi vardır. O da İmâm-ı Muhammed'dir. (İmâm-ı Şâfiî)

minnetdâr ::: şükran duyan , kendini borçlu hisseden , bir iyiliğe karşı minnet duyan , yük altında kalır gibi birisinin iyiliğine karşı mahcubiyet , minnet altında kalan , minnet eden

minnetdâr ::: ‬minnet altında kalan

minnet-dâr ::: (a. f. b. s.) birinden gördüğü iyiliğe karşı mahcup ve müteşekkir kalan.

MİNNETDAR :::

f. Bir iyiliğe karşı minnet duyan. Yük altında kalır gibi birisinin iyiliğine karşı mahcubiyet