makas ~ مقاص
Redhouse Sözlüğü - makas ~ مقاص maddesi. Sayfa: 1937 - Sira: 21
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü makas - مقاص ingilizce anlamı, مقاص - makas osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مقاص - makas kelimesi nasıl geçiyor. makas osmanlıca nasıl yazılır. makas nedir, makas ne demek arapca yazılışı.
مقاص means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مقاص. مقاص attoman turkish I mean, مقاص What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مقاص, Ottoman Turkish English Dictionary
مقاص ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مقاص تعني باللغة الإنجليزية. مقاص ماذا يعني في اللغة العثمانية. مقاص ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مقاص
مقاص چه کلمات انگلیسی چیست؟ مقاص به معنای انگلیسی. مقاص چه در زبان عثمانی بود. مقاص به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مقاص
makas ~ مقاص güncel sözlüklerde anlamı:
makas ::: (a. i. c. : makass) : makas, [fasîhi : mikass dır] , (bkz. : mıkrâs, mıkrâz).
makass ::: ("ka" uzun okunur. a. i. makass ve mikass'ın c.) : makaslar, (bkz. : mıkrâs, mıkrâz).
Makas :::
- Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı
Örnek: Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını. N. Cumalı - Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet.
- Birbirini kesen demir yolu kavşağı.
- Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay.
- Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi.
- Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı.
- Çalma, kırpma.
- Dirsek.
- Eklem bacaklı hayvanlarda, birinci yürüme bacağının ucunda bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç biçimi bir yapı.
makas ::: (a. i. c. : makass) makas, [fasîhi : mikass dır] , (bkz. : mıkrâs, mıkrâz).
makass ::: (
makas ::: dirsek, kaycı