Çağdaş Sözlük

müflis ~ مفلس

Redhouse Sözlüğü - müflis ~ مفلس maddesi. Sayfa: 1934 - Sira: 21

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü müflis - مفلس ingilizce anlamı, مفلس - müflis osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مفلس - müflis kelimesi nasıl geçiyor. müflis osmanlıca nasıl yazılır. müflis nedir, müflis ne demek arapca yazılışı.

مفلس means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مفلس. مفلس attoman turkish I mean, مفلس What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مفلس, Ottoman Turkish English Dictionary

مفلس ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مفلس تعني باللغة الإنجليزية. مفلس ماذا يعني في اللغة العثمانية. مفلس ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مفلس

مفلس چه کلمات انگلیسی چیست؟ مفلس به معنای انگلیسی. مفلس چه در زبان عثمانی بود. مفلس به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مفلس

müflis ~ مفلس güncel sözlüklerde anlamı:

MüFLiS ::: İflas etmiş. Parasız kalmış. Ticarette kâr elde edemeyip veya bazı sebeplerle sermayesini batırmış olan.

müfelles ::: (a. i.) : huk. İflâsına hükmedilen kimse, edilmiş, ayrılmış.

müflis ::: (a. s. iflâs'dan. c. : müflisân ve müflisin) : 1) iflâs etmiş, parasız, züğürt. 2) top atmış [ticârette]

müflis ::: iflas etmiş.

MüFLiS ::: Bir vasî (bir yetimin veya akılca zayıf ve hasta olan bir kimsenin malını idâre eden kimse), yetîmin (babası veya anası-babası ölmüş çocuğun) ekim arâzisini bir müflise satsa; satış gözden geçirilir. Eğer bu uygun satış ise, kâdı (hâkim), müşteriye üç gün mühlet tanır. İmkânı olursa, bu müddet içinde malın bedelini öder, değilse, satış bozulur. (Ebü'l-Leys Semerkandî)

2. Dünyâda iken insanların haklarını yemiş, onları dövmüş, sıkıntı ve eziyet vermiş; bu sebeblerle âhirette hesâblar görülürken, hakkı olanlara bütün günahları verilip, hiç sevâbı kalmayan ve hak sâhiplerinin günâhlarını yüklenerek, Cehennemlik olan kimse.

Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde; "Müflis kimdir, biliyor musunuz?" buyurdu. Eshâb-ı kirâm (Peygamber efendimizin arkadaşları); "Bizim bildiğimiz müflis; parası, malı olmayan kimsedir" dediler. Bunun üzerine; "Ümmetimden müflis şu kimsedir ki, kıyâmet günü namazları ile oruçları ile ve zekâtları ile gelir. Fakat; kimisine sövmüştür, kiminin malını almıştır, kiminin kanını akıtmıştır, kimini dövmüştür. Hepsine bunun sevâblarından verilir. Haklarını ödemeden önce sevâbları biterse, hak sâhiblerinin günâhları alınarak buna yüklenir. Sonra Cehennem'e atılır" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)

Âhirette müflis olmaktan çok korkmalıdır. Onun için kimsenin hakkını yememeli, herkese güler yüzle muâmele etmelidir. (Seyyid Abdülhakîm)

Huzûruna müflis olarak geldim,
Yüzünün güzelliğinden bir şey isterim.
Şu boş zembilime elini uzat,
O mübârek eline güvenirim.

(Şâh-ı Nakşibend)

Müflis :::


  1. Bir işte bütün parasını batırmış, batkın, iflas etmiş.

  2. batkın.

müflis ::: iflas etmiş

müflis ::: ‬iflas etmiş

müflis ::: sefil

Müflis ::: Iflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimsedir

müfelles ::: (a. i.) huk. İflâsına hükmedilen kimse, edilmiş, ayrılmış.

müflis ::: (a. s. iflâs'dan. c. : müflisân ve müflisin) 1) iflâs etmiş, parasız, züğürt. 2) top atmış [ticârette]

Müflis ::: İflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimsedir

müflis :::

iflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimse

MÜFLİS :::

İflas etmiş. Parasız kalmış. Ticarette kâr elde edemeyip veya bazı sebeplerle sermayesini batırmış olan